3. Nesli Hiç Tükenmeyecek Panda - Panda Brothers Third Wave Coffee & Roastery

“Dünyayı aylaklık kurtaracak, bir gün işe gitmemekle başlayacak her şey.”

Gönül Nuhoğlu

Resmi olarak havaların yaz mevsimini hissettirdiği günlerde; sıcağın verdiği rehavet, kendini iyiden iyiye gösteriyor. Hal böyle olunca, insanın içinden de bir şey yapmak gelmiyor doğal olarak. Tatil planlarının belirginleşmesiyle birlikte, akıllardaki en önemli eylem “aylaklık”. Tabii sadece insanların değil hayvanların da içlerinde aylaklıkla özdeşleşmiş olanları var ki kuşkusuz ilk akla gelenlerden birisi de pandalar... Onlar için mevsim yaz olmuş, kış olmuş pek fark etmiyor.

Aylaklığı nasıl yaptığınızla birlikte, nerede yaptığınız konusu da önemli aslında. O yüzden Bostanlı’da bulunan Panda Brothers Kafe, adından anlaşılabileceği gibi içeceğiniz kahvenize eşlik edecek sınırsız aylaklık imkanını da sunuyor.

Sokakta hiçbir şey yapmadan dolaşırken Panda Brothers’a denk gelirseniz, eminim yapacağınız aylaklıktan fazladan bir kat daha keyif alacaksınız. Tabii bu yazıyı okuduktan sonra sanki yerini bilmiyormuş; geçerken görmüş gibi de yapabilirsiniz. Ben de sanki şu an önünden geçiyormuşçasına size nasıl bir kafe ile karşılaşacağınızı anlatacağım.

Tam içeri girerken kafenin üç ortağından biri olan Aybars Ginlik, girişte beni karşılıyor. Ardından lift paletlerden yapılı oturma yerleri ve ahşap zemini olan bir kasaba dekoruna göre tasarlanmış girişle karşılaşıyorum. İç kısım da aynı oranda ahşap temalı şekilde dizayn edilmiş. Panda konseptini sonuna kadar hissedebileceğiniz irili ufaklı panda peluşları da kafenin hiç beklemediğiniz yerlerinden karşınıza çıkabilir.

Hiç vakit kaybetmeden filtre kahvemi alıp pandaların doğal yaşamına kendimi bırakıyorum. Pandaların genel tavırlarının aksine burada daha çok hareket, sohbet, eğlence, müzik var. Aktif aylaklık sürecim devam ettiği sırada, mekanın serüvenine kulak kabartıyorum:

Panda Brothers ekibinin (Aybars Ginlik, Atıl Ginlik, Oytun Ertan, Arda Gülle) bir buçuk, iki yıldır kafe açma fikri akıllarına dolaşıyor. Benim kendimce uydurduğum aylaklık temasıyla çok da benzer değil aslında maskotun panda seçilmesi. “Neden panda?” diyenler için cevapları oldukça tatmin edici: “Panda bir sevdadır”. Böylece ortak sevdadan ortaya çıkan, sonrasında da beraber yaşadıkları evlerinin yer bildirimi adını “Panda Brothers” olarak belirlediklerinden beri, mekanın adının ne olacağı iyice ortaya çıkmış oluyor. 13 Mayıs’ta kapılarını açmalarından bu yana haftanın yedi günü müşterilerini ağırlıyorlar. Yaz dönemi boyunca; hafta içleri 7.30 – 02.00, hafta sonları 17.00 – 02.00 saatleri arasında kapısı gelen herkese açık.

Chill-Out müzikler; dinlediğim serüvenin arkasında çalmaya devam ederken, demleme çeşitlerine geçtiğimizi fark ediyorum. Aeropress, Sifon, V60, Pour Over, Chemex yöntemleriyle demlenen kahveler, farklı lezzetler denemek isteyenler için birebir. Demlemedeki çeşitlerin dışında, kahve olarak da özel tatlar yakalayabilirsiniz. Elbette hepsi Panda’ya özgü. Sadece sert, orta sert ya da yumuşak bir kahve içmek istediğinizi söylemeniz yeterli. Karakteristik pandalar size kendi isimlerini taşıyan sınırsız kahve keyfini sunacaktır. Örneğin: Logan: 2x Espresso / Mojo: Sütlü / Rossy: Hibiscus / Geronimo: Egzotik.

Kaynak: Panda Brothers

Bunların dışında Panda Brothers’ın farklı projeleri olduğu da sohbet ettikçe ortaya çıkıyor. Mesela saat 10.30 – 17.00 saatleri arası paket servislerde %10 indirimli kahve içebilirsiniz. “Ben sipariş vermem, kendi kahvemi gider kendim alırım.” diyorsanız, her kahveniz için Panda kartlarınızdaki beş damgayı doldurup ücretsiz bir kahveyi hemen alabilme şansınız da var.

Sıcağın yüzüme vurduğu ufak bir rüzgarla kendime geliyorum. Günlük aylaklık kotamı doldurduktan sonra kahvemin kalan son yudumunu içerek Panda Brothers’tan yavaşça uzaklaşıyorum. Ben giderken yerimi dolduracak bir sürü yeni panda geliyor. Sonuçta böyle bir 3. Nesil panda topluluğunun hiç tükenmeyeceğini düşünerek, sonraki aylaklığıma kadar uzun süre geçmeden buraya yeniden geleceğimi tahmin ediyorum.