19 May 2018
Gülay Güler
Atatürk'ün İzmir'deki İzleri
Ben bütün İzmir'i ve bütün İzmirlileri severim.
Güzel İzmir'in temiz kalplı insanlarının
da beni sevdiklerinden eminim.
M. Kemal Atatürk 13.101925
İzmir, Ata'sına bir başka aşkla bağlıdır. Sevincini, kederini Ata'sıyla paylaşır; düğününü İzmir Marşı ile bitirir, kederlenir rakısını Ata'sının şerefine kaldırır.
Atatürk'ün de anılarına baktığımızda İzmir'e sevdalı olduğunu anlıyoruz. Atatürk annesinin son günlerini bu güzel şehirde geçirmesini istemiş, Zübeyde Hanım burada vefat etmiş, kabri Karşıyaka'dadır. Atatürk en büyük acılarını en büyük mutluluklarını da İzmir'de yaşamıştır. Lâtife Hanım da İzmir’in tanınmış ailelerinden Uşakizadelere mensuptur. Atatürk, Uşakizade Köşk'ünde annesini kaybetmiş, daha sonra bu köşkte Latife Hanım ile nikahlanmıştır... Bu 9 Eylül'de İzmir'i Türk halkına bahşeden Atamızın İzmir'de bıraktığı ayak izlerinin peşine düştük. Nostalji dolu anlar başlasın...
Naim Palas Hoteli - Atatürk Müzesi
1880 yılında tüccar Takfor Spartalı tarafından yaptırılan ev, 1922 yılında sahibi tarafından terk edilmiş ve hazinenin mülkiyetine geçmiştir. İzmir'e giren Türk ordusu tarafından da kullanılan bina, Naim Bey'e otel olarak kullanılmak üzere kiralanmış. 1927’de İzmir Belediyesi evi hazineden satın alarak Atatürk'e hediye etmiş. Atatürk bu evde yedi defa kalmış ve en önemli tarihi kararları burada vermiştir. İzmir Belediyesi Atatürk'ün vefatından sonra evi olduğu gibi muhafaza etmiş 1977 yılında Atatürk Kütüphanesi yeni binasına taşınınca bina Atatürk Müzesi'ne dönüştürülmüştür.
Osmanlı ve levanten mimarisi karışımı Neoklasik tarzda olan binanın iki katı, bodrumu ve çatı katı vardır. Üst kata çıkıldığında Atatürk'ün kullandığı; toplantı salonu, çalışma odası, yatak odası, misafir odası, berber odası, muhafız odası, bekleme-kabul odası, kütüphane, yemek odası ve banyo bulunuyor. Müzede ayrıca Atatürk'ün kullandığı özel eşyalar da camekan bölmelerde sergileniyor.
1926’da konak Naim Palas iken Atatürk şerefine alt kat taşlığında kurulan kalabalık bir sofra kurulur, Merak edenler toplaşınca perdeler kapatılmaya çalışılır, Atatürk de “Açın! Kapıları ardına kadar açın. Ne varsa millet görsün ve bilsin ki biz işte böyle yemek yiyoruz, böyle içki içiyoruz... Merak ederler önce bakarlar, sonra görürler anlarlar ve kendi işlerine giderler” demiş. Gerçekten de söylediği gibi olmuş önce uzanıp bakmışlar sonra gitmişler. Atatürk hiç bir zaman olduğundan farklı gözükme çabası göstermemiştir. (Hürriyet)
Uşakizade Köşkü
Kaynak: İzmirde.biz
Uşakizade Köşkü, Uşakizade Sadık Bey tarafından İzmir Göztepe'de 1860 yılında yaptırılmış. Atatürk ilk defa İzmir'in kurtuluşunun altıncı günü, 14 Eylül 1922'de Uşakizade Köşkü'ne gelmiş. Bu gelişinde 16 gün kalan Gazi, Köşkü 'Başkomutanlık Karargâhı' olarak kullanmış. O dönemde yerli ve yabancı birçok devlet adamı ve gazeteci ile görüşen Atatürk burada tarihi kararlar almış.
Zübeyde Hanım, 14 Ocak 1923 tarihinde bu köşkte vefat etmiş. Annesinin ölümü üzerine İzmir'e gelen Atatürk, 29 Ocak 1923 tarihinde Latife Hanım'la bu köşkte kıyılan nikah ile evlenmiş. (Uşakizade Köşkü)
Kaynak:Pinterest
İzmir Şehir Gazinosu - Kordon Ordu Evi
Kaynak:Pinterest
Atatürk 12 Nisan 1934 saat 19.00’da şu an Kordon Ordu Evi olan İzmir Şehir Gazinosu’nda, “Uzun senelerden beri bu kadar güzel manzara karşısında bu kadar güzel bir bira içmedim, burası ömür bir yer” demiş. (Hürriyet)
İzmir Palas
Kaynak:Pinterest
İzmir Palas Oteli 1927’den bu yana, İzmir Körfezi’nin kıyısında, Kordon’da muhteşem manzarası ile anılarda yer etmiş bir otel. Atatürk, buraya 12 Nisan 1934 akşamı Hâkimiyet-i Milliye Okulu da çocukların menfaatine verilen baloyu şereflendirmek için katılmış. Ali isminde bir öğrenci ortaya gelir, fakat heyecanından donakalır... Birden Ali kendinden geçer, “Senin ismini andıkça, senin resmine baktıkça, seni karşımda görünce damarlarımda bir şeylerin kaynadığını duyuyorum. Ah seni doya doya öpmek istiyorum” diye haykırır. Atatürk de kollarını açar, “Öyleyse gel...!” der. Ali koşar boynuna atılır, diğer çocuklar durur mu? “Biz de, biz de...” diye bağırarak koşarlar. Herkes mutluluktan ağlamış. Bir avuç çocuğun sevgisi ve coşkusu, Atamızı çok heyecanlandırmış, göz yaşlarını tutabilmek için dudaklarını ısırmış, sonra titreyen sesiyle yanındakilere: “İşte benim neslim bunlar... Bunlarla biz akranız” demiş.
(Hürriyet)Urla Mahfel Restaurant
Kaynak: Mahfel
1800´lü yılların ikinci yarısında bir Rum üzüm tüccarı tarafından yaptırılan Mahfel Konağı; Kurtuluş Savaşı´na kadar ev olarak kullanılmış. Evin sahipleri ülkeyi terk edince konak ordu mahfeli olarak kullanılmaya başlanmış. 1920'den itibaren Türkiye Cumhuriyeti mülkiyetine geçen yapı, Şehir Kulübü olarak kullanılmış. Mahfel, 1926 haziranında Şehir Kulübü olduğu sıralarda iki kez Atatürk´ü ağırlamış. Şehir kulübü olduğu dönemde de Mahfel olarak anılan yapı, Cumhuriyet Balolarına da ev sahipliği yapmış.
Osmanlıca’da “toplantı yeri” anlamına gelen “Mahfel” günümüzde o günlerden kalan görüntüsü ve dekorasyonuyla, zamanda yolculuk yapmanızı sağlayan harika bir restoran. (Mahfer)