Aziz Kocaoğlu - İzmir Yaşanacak Şehir

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Bugün İzmir olarak kullandığımız isim, Smyrna kelimesinin dönüşmüş biçimidir. Birçok uygarlığa ev sahipliği yapan özgürlükçü şehrimiz; düşünürlere, bilim adamlarına, sanatçılara ve daha kimlere kimlere ev sahipliği yapmıştır. 
 
İzmir, ötekileştirmeden uzak, kadın-erkek eşitliğinin sağlandığı, sanatçıların, eğitimin ve kadınların değerinin bilindiği, başka hiçbir şehre benzemeyen ¨Yaşanacak Şehir¨dir. Ne güzel der Yılmaz Özdil, ¨Türkiye'den sıkıldığım zaman İzmir'e giderim ben.¨ diye. Sanırım hislerim daha güzel anlatılamazdı.
 
Otuzbeşlik ailesi olarak, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile İzmir’e dair sohbet edip, merak edilenleri sorduk. İzmir öyle aşık olunası bir şehir ki, bu şehre başkanlık etmek kolay olmamalı diye düşünüyorduk ve haklı çıktık, İzmir aşığı bir başkanla karşılaştık. Keyifli okumalar…
 
İzmir sizin için ne ifade ediyor?
İzmir, yaşanacak bir şehir ve İzmir’i İzmir yapan insanları, özellikle kadınları ve gençleri. İzmir yaşam kalitesine ve biçimine müdahale edilmesini istemeyen, Türkiye’nin en özgür kenti. Ayrıca deniz kenti olması, şehirde yaşayanlara ufuk veriyor; çünkü deniz kıyısında yaşayan insanların hayalleri, idealleri ve hedefleri çok daha zengin oluyor. Tarih kokan, çağa ayak uydurup, geleceğe göz kırpan, kural dışı işlere rağbet etmeyen, üretken ve aydınlık bir kentten söz ediyoruz. Kim böyle bir şehir de yaşamak istemez ki? (Gülüşmeler.)
 
 
 
İzmir yaşanacak şehirken neden İzmir’den üreten insan göçü oluyor. Bu durumu nasıl yorumluyorsunuz?
Geçtiğimiz yıllara baktığımızda, İzmir çeşitli nedenlerden dolayı potansiyelinin altında büyüdü. Gençlerin önündeki en büyük engel; çalışacak alanlarının olmaması. 2005 yılında yaptığımız stratejik planlamayla, beyaz yakalılarımızın beyin göçünü engellemek için işten ayrıldıklarında ikinci veya üçüncü seçeneklerinin hazır olacağı bir havuz oluşturmayı hedefledik. İzmir öyle bir şehir ki, tarımdan sanayiye, hizmet sektöründen turizme birçok alanda gelişmeye açık. Bilgi ve üreten insanlar İzmir için çok kıymetli.
 
Peki, İzmir'in nüfusu artıkça rahat dokusu bozulur mu? 
Hayır. İzmir nüfus olarak büyüsün demiyoruz, tabii geliştikçe belirli bir oranda nüfus artacak; ama İzmir’i imar politikalarıyla ve kentsel dönüşüm uygulamalarıyla belirli bir yerde tutup, İzmir’deki beyaz yakalı nitelikli göçü arttırıp, burada bilgi üretmemiz gerekiyor. Bilgi üretip, o bilgiyi de teknolojide uygulamamız gerekiyor. Farklılık yaratacaksın, keşfedeceksin, ürün üreteceksin, ihraç edeceksin, kalkınacaksın.  


2010 yılından itibaren İzmir’de sağlıklı bir büyümeden söz edebiliriz. Bu büyümenin temelinde 2005 yılında yapılan stratejik plan mı var?
Evet, 2005 yılında yaptığımız stratejik planın, vizyonumuzun, koyduğumuz hedeflerin hangi sektörde ne yapmamız gerektiğinin büyük bir ölçüsü var. Kentin belirli bir yaşam konforuna ulaşması lazım. İzmir Büyükşehir Belediyesi Ege bölgesinin en büyük yatırımcı kuruluşudur. Bütün yatırımlarımızı fikirden projeye, projeden uygulamaya geçinceye kadar takip ediyoruz. Bu yaptığımız, kentin kalkınmasına, kentlinin refahına ve tabii ki direk ülkenin kalkınmasına ve refahına katkısı oluyor. Hangi projeye öncelik verirsek daha etkili olur felsefesiyle stratejik planımızı yaptık, o felsefeyle de götürüyoruz. Bunun sonucunda İzmir’de 2010’dan itibaren sağlıklı büyüme söz konusu.
 
 
Kaynak: kusadasiinformation
 
Beyaz yakalılar dışında ara elemanlar için düşünceleriniz ve ara eleman yetiştirmeye yönelik destekleriniz nelerdir?
Türkiye’nin en büyük problemi üretimde nitelikli eleman bulamamasıdır. Ara elemanlara beyaz yakalılar kadar ihtiyaç duyulduğu görüşündeyim. İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak, ara eleman açığını kapatmak için tarihi Un Fabrikası’nı Meslek Fabrikası’na çevirdik. Meslek Fabrikası projemiz severek yaptığımız öncelikli işlerimizden biri.
 
Kaynak:geziciblog
 
Ulaşım konusunda çok büyük bir gelişme var. Yol haritası nedir, İzmirliyi neler bekliyor?
 Kent merkezinde yaşam standartını arttıran, çıtayı yükselten bir numara araç ulaşımdır. Ulaşım sayesinde toplum hareketleniyor. Artık zaman çok değerli. Dünya ve biz zamanla yarışıyoruz. 10 yıl önce, 11 kilometre raylı sistemimiz vardı. Şu anda İzmir'de kullanılan raylı sistem 138 kilometre ve bu sene sonunda 186 kilometreye çıkmış olacak. Raylı sistem önceliklerimizden; çünkü çevre dostu. Raylı sistemleri yaptırdıktan sonra hava kirliliğini yüzde 20 azaltmayı başardık. Bunu yapan ilk belediyeyiz.


 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Kaynak: egeninsesi


Yeni fuar alanına çok tepki gelmesine rağmen, hizmet sektöründe bir patlama yaşandı. Bu durum hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
Toplamda 240 bin metrekare ile Türkiye’nin en büyük fuar alanını inşa ettik, eski fuar alanının beş katı. Dünyanın sayılı fuar alanları içerisinde yer alan yeni fuar alanımız senede yaklaşık 30 çeşit fuara ev sahipliği yapıyor. Sayısal oranlarda ciroyu incelediğimizde ise 5 kat gelişme söz konusu olacak gibi duruyor. 


İzmir’in İstanbul’dan sonra Türkiye bütçesine kattığı vergi büyük bir oran. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? 
İzmir’in hukuka uygun, mevzuatlara uygun çalışan ve kesinlikle kural dışı işlere rağbet etmeyen bir iş ahlakı var, vatandaşı var.  İzmir, devletin payidar olması için verginin mutlaka kuruşuna kadar verilmesi gerektiğinin inancıyla hareket ediyor. Eğer Türkiye’de her şehir İzmir gibi kazandığının karşılığını vergi olarak verse, tahminlerim doğrultusunda bugün devlet bütçesi çok daha fazla olurdu. Bu durumda devlet, bayındırlık hizmetlerine, tarıma, sanayiye, teknolojiye, bilime daha fazla teşvik verir, kaynak aktarırdı ve daha çabuk kalkınırız.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Kaynak: ensonhaber
 
Daha önce bir röportajınızda eşiniz için  ¨Çocuklarımızı büyüttü, şimdi de boş durmuyor, beni büyütmeye çalışıyor.¨ demişsiniz. Eşiniz, sizin görünmeyen gücünüz olmalı…
Eşim çocuk doktoru. Kendine göre bir meslek seçmiş, çocukları çok sever (gülüyor.) Benim iki tane oğlum var, onları büyüttü. Çocuk hekimi olarak çocuk büyütmenin sanırım ayrı bir zorluğu var. Daha hassas olabiliyorlar. Ee gel zaman git zaman çocuklar büyüdü, evlendi. Alışkanlık olduğu için, şimdi de eşim beni takip ediyor, üzerime titriyor (gülüyor.)
 
Biraz eşinizden bahsedebilir misiniz?
Çok okur. Dünya’daki ve Türkiye’deki olaylarda tespitleri son derece isabetlidir. Bütün İzmirli kadınlarımız gibi, hayatın içindedir. Çok ortalıkta gözükmez istemez ama ülke için, çocuklarımızın geleceği için nerede durması gerekiyorsa orada gönüllü olarak tüm İzmirli kadınlar gibi durur. İzmirin bu noktaya gelmesi ve bu noktadan da ileriye gitmesinde, ana güç; kadınlar ve gençler olmak durumundadır. 

İzmirli kadınlara ve gençlere söylemek istediğiniz bir şey var mı?
İzmirli kadınlar hayatın içinde. Ekonominin, sosyal yaşantının, hayatın her safhasında olduğu için İzmir’in yaşam kalitesi artıyor. Yaşamın her alanına kadın eli değiyor, yaşam güzelleşiyor. Gençler ise bizim geleceğimiz. Farkındalığı yüksek bir genç nesil geliyor.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Otuzbeşlik hakkındaki düşünceleriniz nedir?
Şehrimiz için çok önemli bir çalışma, hem şahsım adına hem de İzmir adına sizleri kutluyorumÜlkemiz için Otuzbeşlik gibi oluşumları geliştirmek ve desteklemek hepimizin görevi. Belediye olarak bize düşen her noktada yardım için biz hazırız. Sizleri destekliyor ve bir kez daha kutluyorum.