29 Mar 2021
Otuzbeşlik

Bennu Gerede’nin kişisel sergisi Panerotik, BE Contemporary'de kapılarını açtı

Kadın, beden, toplumsal cinsiyet ve cinsellik temaları etrafında gerçekleştirdiği sosyal projelerle tanınan fotoğraf sanatçısı Bennu Gerede'nin uzun süreden sonra gerçekleştirdiği solo sergisi Panerotik, 27 Mart'ta BE Contemporary'de kapılarını açtı. Küratörlüğünü Pırıl Gündüz’ün üstlendiği sergide Bennu Gerede, kadın bedeni üzerine tekrar düşünmeye ve bu formlara dair var olan cinsel çağrışım yüklü algıyı sorgulamaya davet ediyor. Sanatçının farklı fotoğraf serilerinden çalışmalarının Panerotik başlığı altında bir araya geldığı serginin çıkış noktasını, eserleri ve panerotik kavramını serginin küratörü Pırıl Gündüz ile konuştuk. 

 

İzleyiciyi, basmakalıp düşüncelerden kurtulan ve doğayla ilişkisinde kendini kutlayan kadın bedenine farklı bir perspektiften bakmaya davet eden Panerotik, 27 Nisan'a kadar BE Contemporary'de gezilebilir. 

Sergi fikri nasıl ortaya çıktı? Hangi düşünceden ya da ihtiyaçtan doğdu?

Bennu Gerede uzun yıllardır yakından takip ettiğim bir fotoğrafçı. İlk olarak onu sosyal içerikli projeleriyle tanımıştım. Namus cinayeti, başlık parası gibi bu coğrafyada görülen dehşet verici olguları dönemin en ünlü oyuncuları ve mankenleriyle sahneliyordu karelerinde. Daha sonra renkli karakterini keşfettim. Kişisel olarak bana çokça ilham veren bir kadın. Keşke böyle kalıp dışı, kendine has kadınlar ülkemizde daha çok olsa dedirten bir kadın. Ayrıca benden bir, bir buçuk jenerasyon büyük kadınların, sosyal medyadan gördüklerinden ötürü onu çekemeyişlerine rastladım iki kez. Özellikle birini hiç unutamıyorum. Bennu’nun paylaşımlarını gördükçe neredeyse sövüyordu. Halbuki Bennu o paylaşımlarında yogadan, iyi beslenmeden, farkındalıktan, zindelikten ve Bali’den bahsediyordu. O an beni derinden etkiledi. Şu çıkarımı yaptım: Türkiye’deki ataerkil ve de kadınların güle oynaya üstlendikleri fedakar anne, destekleyen eş denklemine sığabilmek için hayatları boyunca o kadar ödün vermişler ki farklı birini gördüklerinde ve bunu basit, burun kıvarabilecekleri ve hor görebilecekleri, sabun köpüğü olmayan biri yapıp kendine yakıştırdığında devreler yanabiliyor. Bu sadece ataerk sorunu değil bence. Kadınlar da bu düzenin savunucusu olabiliyor, statükoyu sürdürmek adına. O kişiyi eleştirmiyorum. Onu anladım ve merhamet duydum. Ama derinden etkilendim. Bennu Gerede’nin solo sergisini yapmayı ilk olarak bu yüzden istedim.

Bu uzun bir süreden sonra ilk solo sergisi Bennu Gerede’nin. "Panerotik"' başlıklı bu sergide neler görebiliriz?

Sergide Gerede’nin üç farklı sergisinden fotoğraflar bir araya geliyor. Bu farklı serilerden fotoğrafları homojen bir şekilde galeriye yerleştirdiğimizde tek bir seri algısı oluştu. Bu sebeple bu üç seriyi bir araya getirerek “meta” bir tema ortaya çıkardık. Serilerden ilkinde çıplak kadın bedenleri, Gerede fotoğraf çekerken hata sonucu oluşan organik imgelerle birlikte kurgulanmış. Diğer seriler ise çiçek ve sebze fotoğrafları. Fotoğrafların ortak noktalarından bir tanesi gerçek ötesi hissi veren beyaz fonları. Fotoğraflar yakından izlendiğinde görülecek ki hem renkler hem de baskı tekniği açısından hepsi birer sanat eseri. Özellikle her gün binlerce fotoğrafa maruz kaldığımız bu çağda güzel çekilmiş fotoğraf görmek insanda özlenen bir tatmin duygusu yaratıyor, en azından bende.

"Panerotik" sergisinde kadın bedeni ve doğa arasında önyargısız bir ilişki kurulması söz konusu, hangi önyargılar kırılmak isteniyor?

Panseksüel terimi halihazırda bilinen, toplumsal cinsiyet alanında artan bir sıklıkla kullanılan bir terim. Bu sergide literatürde olmayan panerotik kavramına dikkat çekelim istedim. Seksüellik, cinselliğin daha fiili bir alanına işaret ediyor. Erotizm ise daha uzaktan bir ilişkiye işaret ediyor; arzu uyandırma, bir çeşit oyun gibi. Cinsel arzu gerçekten de tek başınayken de hissedilebilen bir duygu. O halde erotik hissetmek, bu tip arzuların uyanması için sadece başka insanlara ihtiyacınız yok. İnsan olmayan şeyler, tatlar, sesler, yüzeyler üzerinizde bu etkiyi bırakabilir. Eminim ki bir çok kişi bunu tecrübe ediyor. 

Kadın bedenine dair erkek egemen veya estetik bakıştan sıyrılabilmek sizce nasıl mümkün olabilir?

Güzel bir soru, üzerine cilt cilt kitaplar yazılabilir. Kısaca cevap vermeye çalışayım: Cinsiyetler var olduğu ve birbirlerini -pek tabii kendilerini de- istedikleri için bir cinsi denklemden çıkarmak olacak iş değil zaten. Değişebilecek olan bu “erkek egemen” bakış. Bence motivasyon kavramı bu konuda önemli. Kadın bedeninin cinselliği erkekler ekseninde güç elde etme amacıyla var olduğu sürece bu erkek egemen anlayış devam eder. Kadın bedeni içerisinde var olmanın, hareket etmenin, hissetmenin kendisinin kıymeti ortaya çıkınca erkek egemen estetikten bahsetmek mümkün olmayacaktır.

Sergiyi ziyaret edecek erkeklerin eserleri nasıl okumalarını istersiniz?

Ben erkek olsam sergiyi gezdikten sonra, hatta sergiyi gezmesem bile, çeşitli insanların cinselliğinin televizyonda ya da internette görebileceğim şeylere hiç benzemeyebileceğini düşünmek isterdim, bu yüzden bencil ve aceleci bir tavırdansa, meraklı, gözlemci bir anlayış içerisinde olmak isterdim en başında...

Pırıl Gündüz

Gelecekte bu tema etrafında başka projeleriniz olacak mı?

Çok eğlenceli bir konu. Homoerotizm, otoerotizm gibi kavramlar yaygın bir şekilde  kullanılırken panerotizm kavramının kullanılmaması ilginç, -Mart 2021’de Google’da 1000’den az sonuç çıkıyor- bu kavramı sahiplenmek isterim. Bunun üzerinde başka projeler eklemek isterim.

Sergi hakkında detaylı bilgi ve sanatçı röportajı için BE Contemporary web sitesini ziyaret edebilirsiniz.