20 Ağu 2017
Otuzbeşlik
Bisiklet ve Kahvenin Mükemmel Uyumu - The Bike Coffee
Murat Fidan'ın tüm silahların eritilip bisiklet yapıldığı bir ütopyası var. Böyle güzel fikirli insanlar bir işe imza atar da güzel olmaz mı? Harika olur. The Bike Coffee de harika olmuş doğrusu. Gerek iç dizaynıyla gerek lezzetleriyle sizi alıp bir süre harikalar diyarında gezintiye çıkaracak bir yer. The Bike Coffee; Urla'nın durağanlığına da parmak basıp, bu sakin kasabaya düzenledikleri etkinliklerle renk katıyor. Biz kendilerini çok sevdik. Çok da keyifli zamanlar geçirdik. Umarız siz de yazıdan, bizim The Bike Coffee'den aldığımız keyfi alırsınız.
Kaynak: thebikecoffee
Urla’ya özel sayımızda; The Bike Coffee'den Murat Fidan ile konuşacağız. Murat, öncelikle sizi biraz tanımak isteriz.
İki yıla yakın süredir Urla İskele'de The Bike Coffee'nin işletmeciliğini yürütüyorum. Önceleri arkadaş ortamındaki sohbetlerde hayal olarak başlayan bu fikir, zamanla zihnimde gelişerek sağlam temellere oturdu. O zamanlardan beri marka tasarımı, ürün tasarımı, fotoğraf gibi çeşitli ilgi ve hobilerim vardı. Günümüzün neredeyse her beyaz yakalıda olan klişeleşmiş hayali gerçekleştirme niyetiyle işimi bırakıp bu hayalin peşinden gitmeye karar verdim. Bahsettiğim ilgi alanlarım bu süreçte bana iyi bir avantaj sağladı.
Bisiklete merakınız ne zaman başladı? Ailenizde başka bisiklet sporuyla ilgilenen var mıydı?
Bisikletle ilişkim sanırım pek çok yaşıtım gibi sokakta sürülen ilk bisikletle başladı. Daha sonra kent yaşamı ve çalışma temposu içinde giderek derinlere gömüldü. Temelinden hayatımı değiştirmeye karar vermem ile bisiklet de hayatımda gereken yeri tekrar aldı. Dünyanın birçok yerinde bisikletin gündelik hayatın bir parçası olduğunu görüp oradan aldığım ilham ile benim bakış açımda köklü değişiklikler oluştu. Arabanın kapalı kasasından bisikletin etrafı ile bağ kurmaya açık yapısına geçince, ulaşım kavramı da benim için yeni bir anlam kazandı. Hatta bu dönemde ortaya çıkan fikirlerden biri de HotRodBox adlı minyatür araba sergileme rafıydı. Markanın sloganı da “arabaları rafa kaldırdık” oldu.
Bireysel olarak arabamı daha fazla rafa kaldırmamla çevre ile kurduğum bağ da güçlendi. Herkesin bireysel olarak verdiği kararların sonunda kritik eşiğe ulaşıp toplumları ve düzeni etkileyecek boyuta gelebileceğini düşünüyorum. Bu yüzden öncelikle doğa ile yakınlaşmamız, ona doğru bakış açısıyla yaklaşmamız ve bağ kurmamız gerekiyor. Bu sürecin ilk adımının sadeleşmekten geçtiğine inanıyorum. Sadeleşmek ve bağ kurmak, bireysel olarak çocukluğumuzun güzelliklerine geri dönmemizi de sağlıyor.
Ailemizde bisikleti hayatının bir parçası haline getirmiş insanlardan biri, hatta bisiklet ile en yakından ilgilenen yurt dışında yaşayan kuzenim. Annem de Urla’daki gündelik hayatında üç tekerlekli yetişkin bisikletlerinden kullanıyor.
Kaynak: thebikecoffee
The Bike Caffee projesi nasıl oluştu? Neden Urla'yı tercih ettiniz?
İnsan hayatını temelden değiştirmeye karar verdiğinde, mekanı da değiştirme ihtiyacı duyuyor. Ben de yaşadığım şehri bırakıp önce Kaş’a yerleştim, projenin mayalanması tam da bu süreçte olgunlaştı, sonrasında ailemin de yaşadığı Urla’ya yerleşmeye karar verdim. Buranın yapısı, bağları ve potansiyeli Bisiklet Kahve fikrinin somutlaşması için uygun göründü. Daha hala değeri tam anlaşılamamış Urla İskele, doğru tasarlandığı süreçte çevresindeki tüm mahallelere örnek olabilecek potansiyele sahip.
Nefis kahveleriniz var. Kahvelerinizden misafirlerinizin en çok tercih ettiklerini ve sizin favorilerinizi öğrenebilir miyiz?
Öncelikle teşekkür ederim. Kahvelerimizin kalitesi için sürekli araştırma içindeyiz. Farklı çekirdekleri deniyor, portföyümüzü geliştirmeye çalışıyoruz. Dünyadan ve ülkemizden nitelikli çekirdek kavuranları araştırıyoruz. Misafirlerimizin damak tadına uygun ve kaliteli kahveler kullanmak bizim için çok önemli. Olumlu geri dönüşler ise bizi çok mutlu ediyor.
Ben güne genelde bir espresso ya da Türk kahvesi ile başlıyorum. Konuklarımızın damak tadı değişiyor. Kahve alışkanlığı olan konuklarımız americano veya latte seviyor. Yaz aylarında ise serinletici cold brew seçeneği ya da tahin-cevizli dondurma üzerine espresso ile yaptığımız affogato en çok tercih edilenlerden.
Kaynak: thebikecoffee
Kafenizin atmosferi uzun saatler çalışmak için ideal. Sizce bu ortamın ileride bozulma ihtimali var mı?
İş modelini kurgularken yavaşlık ve sürdürülebilirlik bizim için en önemli rehber kelimelerdi. Bu kavramlarla anlatmak istediğim daha önce de vurguladığım sadeleşmek ve sakinlik. Bu kavramları benimsememizin bir avantajı da mekanın misafirlerimize konsantre olmak ve uzun saatler çalışmak için güzel bir ortam sunması oldu. Misafirlerimizi tanımak, onların sorularına mümkün olduğunca cevap verebilmek bizim için hızlı satış yapmaktan çok daha değerli. Bulunduğumuz sokak dolayısıyla Urla İskele’nin en yoğun saatlerinde bile sakinliğimizi koruyabiliyoruz. Ayrıca arka bahçemizde dut ağacının gölgesinde serinlikteki masalarımız yaz günlerinde klimalı ortamlardan uzaklaşmak isteyen misafirlerimize adeta bir vaha oluyor.
İç mekandaki büyük masamız hem yazın hem kışın grup çalışmaları ve toplantılar için sık sık kullanılıyor. Yani yazın ya da kışın, her mevsim sakinliğini bir şekilde koruyabilen bir mekana dönüşen Bisiklet Kahve, iyi bir kahve eşliğinde hem çalışmak hem mola vermek için tam tadında. Bizim için bu yaratıcı ve üretken insanlara destek olmak, düşüncelerin ortaya çıkmasını mekanımızdaki imkanlarla destekleyebilmek çok büyük bir şans.
Kafenizde etkinlikler düzenliyorsunuz. Bir sonraki etkinliğiniz ne olacak?
Evet bu yıl içinde pek çok farklı etkinlik düzenledik. Yazları arka bahçemizde çarşaftan bir perde ile başlayan bu macera zamanla etkinlik misafirlerimizi daha rahat ettirebilmek adına profesyonel bir perde ile desteklediğimiz bir şekle dönüştü.
Amatör denizcilik, güncel sanat, sürdürülebilir yaşam, ekolojik mimari, psikoterapi ve arkeoloji gibi farklı disiplinlerden, konusuna emek vermiş ama heyecanını kaybetmemiş insanları davet ederek gerçekleştirdik.
Urla gibi sahil kasabalarının durağanlık gibi bir sorunu var. Bu buluşmalar bu durağanlığa karşı bir uyaran oluyor. Bu sakinlik içinde birlikte düşünmeyi, yeni şeyler öğrenmeyi önemsiyoruz.
Kaynak: thebikecoffee
Hayata geçirmek istediğiniz başka projeleriniz var mı?
Şimdilik bu hayali tam anlamıyla yaşamak, sürdürmek ve geliştirmek en büyük önceliğim. Elbette her üretici bireyin yaşadığı gibi ben de ilerisi için her daim yeni fikirler geliştiriyorum.
Urla İskele’nin sürdürülebilir bir mahalle olarak gelişmesi, özellikle yaya ve bisikletin ön planda olduğunu görmek en büyük hayallerimden.
Son olarak söylemek istedikleriniz…
Kişisel ütopyam, tüm silahların eritilip bisiklete dönüştürüldükleri bir dünya.