20 Ara 2017
Oğuzhan Oğuz
Bostanlı’da Müzik & Kahve uyumu: Enki Kafe
“Bir kere güzel bir kahve içtiyseniz, bir daha asla geri dönemezsiniz.”
Yaşamımızın büyük çoğunluğunu mekanlar içerisinde geçiriyoruz. Keyif almak, çalışmak, rahatlamak, okumak ve farklı birçok amaç için hatırı sayılır vaktimizi harcadığımız bu yerleri yaratırken; bilinçli veya bilinçsiz bazı öğeler kullanıyoruz. Bunlar, yarattığımız mekanların karakteristiğini ortaya koyan özellikler olarak önümüze geliyor.
Derinlerden gelen bir koku, müzik ve mekanı oluşturan materyallerin niteliği ile birlikte yerleşimi; mekanın tarzını hemen belli eden önemli noktalardır. Böylece tam o anda kendinizi içinde bulunduğunuz yere yakın ya da uzak hissettiğinizi anlarsınız. Siz okurlarımız için tam anlamıyla olmasa da kimi öğeler kullanarak bir Enki atmosferi yaratmaya çalışacağım.
Tahmin edebileceğiniz gibi ziyaret ettiğinizde sizi bu mekanda yakalayacak olan ilk unsurlar; taze kahve kokusu ve müzik olacak... Güzel kahve kokusunu; Enki’yi hemen ziyaret edip derin derin içinize çekmenizi tavsiye ederken, yazının sonuna kadar size eşlik edecek müzikle de nasıl bir tarzla karşılaşacağınızı kafanızda canlandırabileceğinizi düşünüyorum.
Yazının başında Hugh Lauire cümlesi içeren epigrafa dönersek, çoğu kafenin bu cümleyi sevdiğini tahmin etmek zor olmaz. Ancak bu söz, Enki’nin temeldeki felsefesini de yansıttığı için kullanma gereği duydum. Çünkü Burak Tarakcıoğlu’nun “Enki” macerası biraz böyle başlıyor. Hayatını kazanmak için çalıştığı işini bir kenara bırakıp; huzur bulduğu, sevdiği, kendiyle özdeşleşen iş düşüncesini adeta zihninde bir kahve gibi demliyor... Sonuç: Enki Kafe – Müzik & Kahve...
Kaynak: Enki
“Nedir bu Enki?” diyenler için, açıklamayı kendi kalemlerinden sizlere sunmak istiyorum:
“Müziğin mekanda ve zamanda hiç eskimeden çağlayarak aldığı yolda, Etiyopya’dan farklı yollarla dünyaya yayılan bir çekirdeğin aroması ve Uzakdoğu’dan Batıya oldukça geniş bir mutfağa yerleşen çayın kokusuyla harmanlanan fikre bir durak olacak mekan.
Burak Tarakcıoğlu’nun evde; arkadaş ortamında hazırladığı kahvelerle girdiği bu dünyaya atılmasındaki en büyük destekçileri eşi Elvan Tural Tarakcıoğlu ve kızları Defne... Aslında başlı başına bir aile işletmesi olan Enki’nin mekan tasarımı da Elvan Hanım’ın kardeşine ait.
Enki kapılarını hem herkese açıyor hem açmıyor. Bunu daha çok bir kimya uyuşması gibi de düşünebiliriz. Enki, Kulaktan kulağa yayılan “müdavimlik” düşüncesiyle gelişip ilerlemesinden dolayı onu diğer yerlerden daha özel bir yere koymak mümkün. Bu nedenle her kıymetli şeyin öyle hemen herkesin görüp ulaşabileceği yerlerde olmadığı gibi; içindeki incilerle Enki’yi keşfetme sürecinde de biraz çaba harcamak gerekiyor. Zaten Enki Kafe’yi ya siz keşfetmişsinizdir ya da muhakkak kulaktan kulağa uzanan bir mitolojik efsane gibi, çevrenizden birinin size bahsettiklerinden yola çıkarak bu maceraya başlamışsınızdır.
2014/1 Sk. No: 16/B Bostanlı’da bir buçuk yıldır faaliyet gösteren kafede, 2016 yılı içerisinde gerçekleştirdikleri kahve ve caz etkinliklerini bu yıl da yapmayı planlıyorlar. Herkesin kendinden bir parça bulacağı ve keyifli saatler geçirdiği Enki’de, bir yazarın iki tane kitap bitirdiğini de söylemeden geçmemekte fayda var. Bunun dışında kahvenizi yudumlayıp müziğinizi dinlerken, kafenin kedisi Koko’yu da dilediğinizce sevebilirsiniz, hiç “hayır” demez.
Sunumuyla, lezzetiyle, kalitesiyle; kendilerinin beğenmediği bir şeyi misafirlerine de sunmayan bu neşeli çifti ziyaret ederseniz hikayelerini sizlere memnuniyetle anlatacaklardır. Bostanlı’da samimi, kendine özgü ve iyi kahve yapıp müzik çalan bir yer arıyorsanız tam yerini buldunuz demektir. Yazıyı girişteki cümleyi biraz değiştirerek bitirirsek: “Bir kere güzel bir kahveyi Enki Kafe’de içip, Elvan – Burak çiftiyle sohbet ederseniz; bir daha asla geri dönemezsiniz.”
Kaynak: Enki