Fotoğraf Sandığı - Mutlu Anları Kalite ile Saklamak İçin
Fotoğrafla tanışmadan önce lise sıralarında dost olan Ayselin ile Aslı üniversite yıllarında DEFOT'lu olup fotoğraf sanatıyla tanışmışlar. Bugün butik fotoğraf markalarıyla; zaman zaman masalların, bazen emekleyen ufaklıkların, bazen nostalji sevenlerin, bazen detay arayanların peşinden koşuyorlar.
Fotoğraf sanatına merakın ne zaman başladı?
2002-2003 yılında "İçeri(k)de Yaş(l)antı" adlı bir proje yaptık. Zübeyde Hanım Huzurevi'nde yaşayan yaşlıların hikayelerini fotoğraflıyorduk. 6 ay süren bu projeyi Umut Boyunsuz yönetiyordu. Bize söylediği ilk şey, "Sakın bana yaşlı insan portreleriyle gelmeyin" oldu. "İletişim kurun, onların hayatlarına dahil olun, onlarla yaşayın" dedi. Dört arkadaş güzel bir hikaye yakaladık. 22 yaşındaydık yani biz ilk baharımızdaydık, onlarsa son baharlarını yaşıyorlardı. Hayatlarına dahil olmak gerçekten garip bir tecrübe oldu, bugünkü fotoğrafçılık hayatımızda ise büyük bir etkisi vardır. Sergiye huzurevinin sakinleri de geldi, hepimize güzel bir anı oldu.
Proje bittikten sonra başkan olacaksın dediler, oldum. Topluluğun işleri ve fotoğraf okulun önüne geçmeye başladı. Böyle de olunca 7 senede mezun oldum.
DEFOT'a girdiğinde kameran var mıydı?
Topluluğa ilk girdiğimde oradaki kameraları kullandım.
İlk kameran ne idi?
Canon AE-1, hala duruyor. Bizim kıymetlimiz. O fotoğraf makinasıyla yakaladığım hissiyat bambaşka oluyor. Hem Nikon hem Canon kullandık ama yolumuza Canonla devam ediyoruz. Analogdan dijitale geçmeyi hiç istemesek de sonuçta iş profesyonelliğe dönünce teknolijiye yenik düştük.
Düşünmedim ki, ama kuzenim Tolga Yurdaer, fotoğrafçıdır, O sınavlara hazırlanırken okuduğu kitaplar filan oldukça ilgimi çekmişti, şimdilerde zaten birçok kişinin tanıdığı ünlü bir moda fotoğrafçısı. Sanırım benim rol modelim oldu.
Okul bittikten sonra neler yaptın?
2007'de mezun olduktan sonra organizasyon işleri aramaya başladım, ama istediğimi bulamadım. Bir dönem fuarcılık yaptım. Daha sonra reklam sektörüne geçtik. Bu noktada kuzenim devreye girdi. "Sen fotoğraf çekiyorsun, bu işlere bulaşma" dedi. Tekrar beni fotoğrafa yönlendirdi. O zamanlar İzmir'de doğum fotoğrafçılığı parlamaya başlamıştı. Biz de kendimizi bir anda bu işin içinde bulduk.
Umut Boyunsuz'un da destekleriyle 2010 yılında Fotoğraf Sandığı oluşmaya başladı. İlk kuzenim doğumuna girdik, ardından diğer kuzenimin düğünü çektik. Genelde hikaye fotoğrafçılığında ilk yakınlarının çekimiyle başlıyorsun zaten işe, sonra da yaptıklarını beğenen insanlara ulaşmaya başlıyorsun.
Sizi diğer fotoğrafçılardan ayıran en önemli özelliğiniz nedir?
Biz “doğallığın sırrına” inanıyoruz. Üniversite yıllarındaki belgesel geleneğimizi sürdürmeye gayret ediyoruz. O gün neler yaşanıyorsa onları fotoğraflıyoruz. İletişime çok önem veriyoruz, hayatlarının en önemli günlerini bizim gözümüze, ruhumuza emanet eden “sandık sakinleri”ne, baktıkça o günkü gibi mutlulukla, heyecanla hatırlayacakları anılar bırakıyoruz. Bunları yaparken yaratıcılığımızı kullanarak kendimizi de mutlu etmeyi ihmal etmiyoruz.
"Burası Fotoğraf Sandığı. İçeride bir sürü güzel anı var, hepsi birbirinden güzel insanlara ait. "
Poz vermek isteyenler olmuyor mu?
Bizi tanıyarak gelen müşteri portföyümüzde bu farkındalık var, ama işin sırrı yine de yüz yüze görüşmelerde ortaya çıkıyor.
Özel günlere ait hikayenin olduğu her şeyi çekiyoruz. Bunun yanında tanıtım, reklam, cast, ürün çekimleri de yapıyoruz, hatta filmlerini de hazırlıyoruz.
Çekimlere beraber mi gidiyorsunuz?
Görüşmeye gelenler, özellikle gelin&damat portre çekimlerine beraber gelmemizi istiyorlar. O günkü işe bağlı olarak değişiyor çalışma koşullarımız, ama dış çekimlere beraber gitmekten biz de keyif alıyoruz.
Vimeo'dan videolarımızı izleyebilirler.
mywed.com uluslararası düğün fotoğrafçılarının toplandığı bir site ve bu sitede de yer alıyoruz. Bu sitede editörün seçtikleri bölümünde 5 fotoğrafımız var.
Fotoğraf atölyeleri düzenlemeyi düşünüyor musunuz?
İleride düşünüyoruz. Fotoğrafa gerçekten önem veren arkadaşlara ulaşıp, hatta bizim de özlemini duyduğumuz eski usul film ve karanlık odalı atölyeleri planlıyoruz.
Olmaz mı, güzel bir rota belirleyip tamamen belgesel ağırlıklı "Türkiye'nin Düğünleri" projesini gerçekleştirmek istiyoruz. Ayrıca ilk başladığımız dönem doğum, bebek albümlerinin arkasına her bebeğe özel yazdığımız masallarımız vardı, o masalları derleyip bir masal kitabı çıkarmak istiyoruz.
Son olarak neler söylemek istersiniz?
Hikayemizi paylaştığınız ve İzmir’in ihtiyacı olan bu güzel platformda bize de yer verdiğiniz için siz otuzbeslik.com’a çok teşekkür ederiz.
Ayrıca evleneceklere de buradan duyurulur, mart ayı sonuna kadar özel indirimlerimiz var.