Gökçeada Gezi Rehberi
Muhteşem köyleri, akvaryum gibi berrak bir suya sahip olan koyları, çeşmelerden akan memba suları, tarihi yapıları ile Türkiye'nin en güzel adalarından biri kuşkusuz Gökçeada. Adanın doğal yapıları, anıt niteliğindeki yaşlı çınar ağaçları, doğal güzellikleri, sakinliği, eşsiz günbatımları, meyhaneleri ve sualtı zenginlikleri ziyaretçilerini büyülüyor. Gökçeada'nın gezilecek en güzel noktalarını derledik.
Gökçeada Kent Müzesi
2018 yılında Tarihi Kentler Birliği tarafından En İyi Kent Müzesi seçilen Gökçeada’daki yaşamın izlerini sürebileceğiniz Gökçeada Kent Müzesi 2017 yılında açıldı. Eski bir hamamın restore edilmesiyle oluşan müzede bir zamanlar adada yaşayan insanların kullandığı eşyalar, belgeler ve fotoğraflar sergileniyor. Türkiye’nin ilk palyaço kostümleri de yine burada sergilenmekte. Yaşanmışlıklara, geçmişe merakı olanların gidip gezmesini tavsiye ederiz.
Kokina Kaya Mezarı
Adanın güney kısmında bulunan Gökçeada Kaya Mezarı bölgenin en dikkat çekici yapılarından biri. Birbirine bitişik iki kaya mezarının etrafında yerleşim birimi yok. Uğurlu yönüne doğru giderken 4 kilometre sonra etrafı taş duvarlarla çevrili bir alana geliniyor. Roma döneminden kalma olduğu düşünülen mezar ile ilgili günümüzde hala ayrıntılı bilgi bulunmamakta.
Gökçeada Sualtı Milli Parkı
Gökçeada Sualtı Milli Parkı, Yıldızkoy ile Kuzu Limanı arasında kalan kıyı şeridinde 1999 yılında kuruldu. İçinde sualtı mağara girişleri olan bölge, pek çok deniz canlısı için habitat olma özelliğini taşıyor. Bozulmamış doğasıyla dikkat çeken bölgede bir kısım canlı ise koruma altına alınmış durumda. Park iki bölgeden oluşuyor; çekirdek bölge ve çekirdek bölgeyi saran tampon bölge. Burasının önemli misyonlarından biri de denizler hakkında bilimsel araştırmalar yapmak ve insanları çevre konusunda bilinçlendirmek.
Bademli Köyü - Gökçeada
Yüksek bir tepe üzerine kurulan Bademli Köyü, Eski Bademli (Gliki) olarak da biliniyor. Yüksekte bulunduğu için bu adaya adanın balkonu da denilebiliyor. Koruma altında olan dört köyden biri olan Bademli Köyü, ismini etrafını saran badem ağaçlarından alıyor. Köy halkı geçimini meyvecilik, süngercilik ve hayvancılıktan sağlıyor. Köy meydanına inenleri artık işlevini kaybetmiş bir güneş saati karşılıyor. Güneş saatinin üzerinde 1903 tarihi bulunuyor. Köyde anıt niteliğinde yaşlı bir çınar ağacı var. Dağları, ovaları, karşıdan görünen Semadirek Adası ile köy panoramik bir manzaraya ev sahipliği yapıyor.
Zeytinliköy
Koruma altında olan dört köyden biri olan Zeytinliköy, adını etrafındaki zeytin ağaçlarından almış. Adanın en eski kilisesi olan Agios Georgios Kilisesi de burada. Ortodoks Hristiyanlarının ruhani lideri 1. Bartholomeos 1940 senesinde Zeytinli'de doğmuş. 1991 yılında Patrik ilan edilen Bartholomeos, senede birkaç kez doğduğu evi ziyarete geliyor. Binbir çeşit çiçekle süslenmiş Rum kafelerinin yer aldığı Zeytinliköy, dibek kahvesi ve sakızlı muhallebisiyle meşhur. Köyde kalmak isteyenler için az sayıda da olsa butik oteller yer alıyor. Ayrıca köyde yine az sayıda meyhane de mevcut.
Dereköy
Türkiye’nin en kalabalık köyü olan Dereköy’de 1950 hane ikamet ediyordu. Köyde zeytinyağı imalathanesi, berberler, dükkanlar, iki sinema ve 22 adet de kahve bulunuyordu. Halakasi ve Madrabodus Tepeleri’nin yamacında kurulan Dereköy’de Hagia Marina Kilisesi ve Koimesis Tis Theotokos Kilisesi bulunuyor. 1800’lü yıllarda inşa edilen bu iki kilise hala ibadete açık. Adanın en büyük çamaşırhanesi ise Dereköy çarşı meydanında ve ziyaret edilebilir durumda. Çarşı meydanı köy meydanına gelirken solda yer alıyor.
Kaleköy
Kaleköy Limanı, deniz kenarında kurulan tek yerleşim yeri ve Kaleköy’ün de bir parçası. Kaleköy Limanı çok eski zamanlardan beri adanın dünyayla bağlantısının kurulmasında önemli bir yere sahipti ancak Kuzu Limanı kurulduğundan beri burası kullanılmıyor. İskelenin çok derin olmaması nedeniyle gemiler açığa demir atarmış ve yolcular, eşyaları ufak sandallarla karaya ulaşırlarmış. Son yıllarda bu bölge balıkçı barınağı olarak kullanılıyor. Metropolitan Kilisesi olan Aya Marina Kilisesi de burada bulunuyor. Turistlerin uğrak yeri olan Kaleköy Limanı’nda yeşil deniz fenerine giderek güneşin batışını izleyebilir, kordonda yürüyüp bir şeyler içebilir, Aya Marina Kilisesi’ni ziyaret edebilir, mendireğin arkasındaki kayalardan denize girebilirsiniz.
Tepeköy Çınaraltı
Tepeköy’e giderken köy merkezine giden yol yerine sağa saparak bu bölgeye ulaşabilmek mümkün. Gökçeada’da anıt niteliğinde ve koruma altına alınan çınar ağaçlarından en yaşlısı burada bulunuyor. Buradaki çınar ağacı 625 yaşında ve dibinde tarihi bir çeşme bulunuyor. Bu çeşme çınar ağacıyla birlikte koruma altına alınmış, etrafına tel örgü çekilmiş. Ağacı arkanıza alıp denize doğru yürümeye başladığınızda harika bir manzarayla karşılaşacaksınız. Ege Denizi, Semadirek Adası ve yemyeşil bir ova önünüze serilecek.
Marmaros Büyük Şelale
Dünyanın en zengin tatlı su kaynaklarından birine sahip Marmaros Şelalesi’ne ulaşmak için Dereköy’den Uğurlu’ya giden yoldaki patika yoldan iki kilometre boyunca ilerlemek gerekiyor. Çamlarla kaplı bir yoldan ulaşılan Marmaros Şelalesi, 40 metre yukarıdan akmakta ve muhteşem bir görüntüye neden olmakta. Bu bölge doğa yürüyüşleri sevenlerin de uğrak noktası.
Gökçeada Tuz Gölü
Deniz ve yağmur sularından oluşan Tuz Gölü, adanın güney doğusunda bulunuyor. Pek çok farklı kuş türüne yuva olan göl yaz mevsiminde kuruyor ve beyaz bir tuz tabakası haline geliyor. Gölün çamuru ise çamur banyosu yapmak isteyenler tarafından akına uğruyor çünkü bu çamurun şifalı olduğuna inanılıyor. Sonbaharda yağmurların başlamasıyla bölge flamingoların ziyaretine açık hale geliyor. Bölge dolunay vaktinde büyüleyici bir görünüme kavuşuyor.
Peynir Kayalıkları
Gökçeada feribotlarının yanaştığı Kuzu Limanı’nın solundaki Kaşkaval Burnu’nda yer alan Peynir Kayalıkları, görünüş olarak peynir kalıplarını andırdığı için bu ismi almış. Karadan buraya ulaşmak imkansız ancak Kaleköy’den ya da Kuzu Limanı’ndan tekne kiralayarak bölgeyi görmek mümkün. Bu heykelimsi doğal taşların oluştuğu bölgeyle ilgili bir efsane de mevcut. Efsaneye göre pek çok koyuna, keçiye sahip yaşlı ve cimri bir kadın cennete gidebilmek için yuvarlak kalıp peynir yapmış. Bu peynirleri üst üste dizmiş ancak bundan kimseye bahsetmemiş. Tanrı, yaşlı kadına öfkelenmiş ve onu cezalandırmaya karar vererek kadına şiddetli rüzgarlar, yağmur, kar göndermiş. Kadın ve peynirler donmuşlar, peynir kalıpları ise taşa dönüşmüş.
Laz Koyu
Gökçeada’nın güney kısmında yer alan Laz Koyu’nun denizi oldukça sakin. Merkezden araba ile 20 kilometre mesafede bulunan koyda şezlong kiralayabileceğiniz bir tesis de bulunuyor. Kumluk bir plaja sahip olan koyun denizi ise akvaryum gibi. Ancak su hızlıca derinleşiyor, çocuklu ailelerin dikkat etmesinde fayda var.
Kefalos Plajı
Gökçeada’nın en ünlü plajı olan Kefalos Plajı Aydıncık adıyla da biliniyor. Plaj 1200 metre uzunluğunda, incecik ve altın sarısı kuma sahip. Bu bölgede ihtiyaçlarınızı karşılayabileceğiniz pek çok tesis bulunmakta. Meltem rüzgarlarını doğrudan alan bölge rüzgar sörfü yapmak veya öğrenmek isteyenlerin de uğrak noktası.
Yıldız Koyu
Gökçeada Sualtı Milli Parkı’nın içinde bulunan koy, ilginç kaya yapılarına ev sahipliği yapıyor. Deniz florası ve faunası burada koruma altında. Şnorkelle yüzerek zengin su altı manzaralarını seyre dalabilirsiniz. Koyun içinde onarılmış bir şapel de bulunuyor. Ayrıca ihtiyaçlarınızı karşılayabileceğiniz iki tesis de mevcut.
Kuzu Limanı
Güney rüzgarlarına kapalı olan Kuzu Limanı Plajı, feribotun yanaştığı Kuzu Limanı’nda bulunuyor. Uzun ve geniş bir kumsala sahip Kuzu Limanı Plajı’nda ihtiyaçlarınızı karşılayabileceğiniz birkaç tesis de mevcut.
Gizli Liman Plajı
Gökçeada’nın batısında gidilebilecek son noktada yer alıyor Gizli Liman. Merkeze 25 kilometre mesafede bulunuyor ve güneş en son burada batıyor. İncecik ve altın sarısı kumu, oldukça berrak bir denizi var. Yanınıza gelirken deniz gözlüğü almanızda fayda var.