Gülten Ağrıtmış - Hem Değişik Olmak Hem Anlaşılır Olmak Benim İçin Önemli
Gülten Ağrıtmış sanatın birçok dalını kendini ifade etmek için kullanıyor. Şiirler, öyküler, senaryolar yazıyor, deneysel kısa filmler çekiyor. Tarzının değişik olduğunu ve anlaşılana kadar da bu yolda devam edeceğini belirten Gülten Ağrıtmış ulusal ve uluslararası birçok ödülün sahibi olmuş. Gülten Ağrıtmış merak ettiğimiz soruları cevaplıyor.
Merhabalar, Gülten Hanım. Sizi daha yakından tanımak adına kendiniz hakkında neler söylemek istersiniz?
Merhabalar, zor bir soru… Kendimi kısaca özetlemek gerçekten zor çünkü sanatın birçok dalını kendimi ifade etmek için kullanıyorum. Şiir yazıyorum, öykü yazıyorum, kısa filmler çekiyorum, uzun metraj senaryo çalışmalarım var. Grafik ve fotoğraf hocalığı yapıyorum; o sırada sanat estetik, kompozisyon tasarım dersleri veriyorum. Yoğun bir tempom var; sürekli araştırıyorum okuyorum, bol bol film izliyorum. Psikolojiye çok ilgim var. Yıllardır sinema analizlerine katılıyorum, film okumalarına gidiyorum. Sinema dilinin psikolojik bağlantılarını çözmek, her rengin her malzemenin her yapının, metaforların bir anlamı olduğunu bilmek; bunları şiirlerimde, öykülerimde ve filmlerimde kullanmak çok hoşuma gidiyor. Ekip kurmak için sinemanın içinde olan başka insanlarla tanışmak ve yeni bilgilere, güncel bilgilere sahip olmak için atölyelere katılıyorum. Bazen verimli bir sonuç alıyorum, bazen orada kalıyor arkası gelmiyor ama yine de bir deneyim, bir tecrübe, bir yaşanmışlık olarak yoluma devam ediyorum. Sürekli güncel kaynakları takip ediyorum. Teknoloji sürekli ilerliyor ve bunu yakından takip etmek için araştırıp kaynakları ilgiyle takip ediyorum. Bilim kurguyu ve fantastik sinemayı seviyorum. Dram, gerçek hikayeden alınma filmleri ve psikolojik içerikli filmleri takip edip, araştırıp izlemeyi seviyorum. Çok değer verdiğim yönetmenler var onların filmlerini izliyorum. Yetmiyor bana zaman ve sanki çok hızla geçiyor vakit; yetmiyor saatler, günler, aylar. Yapmak istediğim, hayatıma sığdırmak istediğim çok şey var.
Fikir yaratma sürecinizden bahsedebilir misiniz?
Fikrin nereden nasıl ortaya çıkacağı belli olmuyor, bir çeşit kendini ifade etme yöntemi oluyor. Hayatta her şeyden film yapılabilir, şiir, öykü, senaryolar yazılabilir ama bende dikkatimi çeken, beni üzen, mutlu eden, sarsan, saran hayatımın içinde karşıma çıkan yaşanmışlıklardan, gözlemlerimden, tecrübelerimden, üzerimde bıraktığı psikolojik ve sosyolojik durumlardan, araştırmalarından, birilerinin yaşanmışlığından bir eser ortaya çıkabiliyor. Güncel bir konu da esin kaynağım olabiliyor. Dikkat çekmek istediğim konuları yazıp kısa film yoluyla seyirciye ulaştırmaya çalışıyorum. Şiir ve öyküde tek başıma ses olabilirken, kısa filmde çalışmam için ekip kurmam gerekiyor. Her yönden daha meşakkatli, daha maddi ve manevi çaba gerektiren bir süreç oluyor.
Bir gününüzü nasıl geçiriyorsunuz?
İşe gidiyorum, dersler veriyorum. Güzel Sanatlar mezunuyum sanat hep hayatımda, sanat zaten mesleğim. Grafik bölümü mezunuyum, bir süre reklam ajanslarında sanat yönetmeni olarak çalıştım. Yüksek lisansımı da Sinema- TV üzerine yaptım. Film seyretmek beni yıllardır besleyen bir tat. İşten sonra kalan zamanda beni besleyecek, beni ileriye götürecek kaynakları araştırıyorum. Sinemaya gidiyorum, güncel olarak vizyonu takip etmeye çalışıyorum. Kıymetli yönetmenlerin eserlerini izliyor, onlar üzerine yazılan yazıları okuyorum. İnsanları gözlemliyorum. İnsan en büyük hazine; onların iç dünyaları, onların sosyolojik konumları, aldıkları yollar… Aldığımız yollar… Araştırmalar yapıyorum; felsefe ve psikoloji üzerine sürekli kaynak okuyorum: Freud, Jung, Lacan, Skinner, Wundt, Beck, Bandura…
Örnek aldığınız, etkilendiğiniz veya tarzı ile sizi kendine hayran bırakan yönetmenler var mı?
Birçok yönetmen var “şu kişi” demek yetmez benim için. Bazı Amerikan, Fransız, Japon, Alman, İtalyan, İngiliz ve Türk yönetmenlerin filmleri beni etkilemiştir. Bilim kurguyu seviyorum. Fantastik, drama, gerçek hayattan alınma filmler, distopik filmler benim ilgimi çeker. Gerilim filmleri enteresandır ama şimdilerde çok bakamıyorum gerilimlere. Yapmak isterim ama ben de geriliyorum. Bazı filmlerimde, şiirlerimde, öykülerimde fantastik temayla beraber psikolojik yapısıyla gerilim de vardır. Sinema düşünce deryasıdır. Her gün yeni filmler, yeni yönetmenler keşfediyorum.
Birçok film çekmişsiniz. Çekim koşullarından bahseder misiniz? Sponsorluklar oluyor mu? Çekim masraflarınızı nasıl karşılıyorsunuz?
Evet on bir filmim festivallere katıldı. 2010’dan beri kısa film çekiyorum. Filmlerim düşünce ağırlıklı; seyreden düşünsün istiyorum. Sürrealist tatlar da var içlerinde. Metaforları çok kullanıyorum. Para biriktiriyorum kısa film için, bazı filmlerde ailem de katkıda bulunuyor. Kostümleri alıyorlar, malzeme sağlıyorlar; o an ne eksikse ona el atmaya çalışıyorlar. Herkes bir yerinden tutmaya çalışıyor diyebilirim. Bazen oyuncu olarak, bazen arka plandaki diğer işlere el atarak… Bu konuda şanslıyım; özellikle iki ablam Ayten Arıkan ile Muhterem Akıncı ve onların çocukları yani yeğenlerim sanata çok düşkünler. Bana ihtiyacım olan kısımlarda destek olmaya çalışıyorlar. Güzel arkadaşlarım ve dostlarım da var beni destekleyen, ekip kurarken yanımda olan. Onlar da ya oyuncu olarak ya kamera arkasında ellerinden geleni yapıyorlar. Kısa film gönül işi; aile, arkadaş ve dost desteği maddi manevi çok önemli oluyor. Ama yine de sinema pahalı bir uğraş ve çok para gidiyor. Bu yıl yurt dışında uluslararası festivallere katılıyorum. Birçok festivale paralı gönderiyorsunuz eserinizi ve seçilmezse paranız yanıyor. Festivallere katılım ücretleri 50 dolar, 75 dolar, 100 dolar gibi rakamlar…
Bu yıl üç filmimle katıldım: "Kesik Ayaklar – Cut Feet", "Bak – Look", "Kaşık – Spoon".
Pahalı olduğu için çok başvuramadım ama şimdiye kadar 4 uluslararası festivalden olumlu cevaplar geldi. Birinden de "Bak – Look" adlı filmim ödül kazandı. Daha yeni yeni haberler geliyor. "Kesik Ayaklar – Cut Feet", Hindistan ve Rusya’da seçildi.
2018 Moskova- Eurasia International Monthly Film Festivali’nde Semi - Finalist
2018 Hindistan- 8th Pune Short Film Festival Official Selection Maharashtra, India
"Bak - Look" Kamboçya’dan Mansiyon Ödülü aldı
2018 "Bak - Look". Special Mention From Asia South East - Short Film Festival Look - Bak Özendirme Ödülü (Mansiyon) kazandı... Ayrıca 2018 "Look – Bak" adlı filmimiz South Film and Arts Academy Festivali’ne seçildi. Şili’de festivalde seyircisiyle buluştu.
Bunlar tabii ki güzel gelişmeler. Festivaller devam ediyor. Daha da güzel haberler gelecektir.
İlk yurt dışı uluslararası festivale kabul edilişim de 2014 yılında" Tılsım –Charm" My Rode Reel International Short Film Festival, Finalist olmuştu.
Türkiye’de de uluslararası ve ulusal festivallerde birçok filmim finalist oldu.
2012 İstanbul İKFD 10. Kısa Film Festivali Kısa Film / Short Film Entropi, filmim Özel Ödül kazandı.
Türkiye'de pek örneği olmayan fantastik tarzda bir senaryo ile İstanbul 16. IKDF En İyi Film Öykü Ödülü’nü bu yıl siz kazandınız. Filmi hayata geçirmeyi çok istediğinizi söylediniz. Konusundan kısaca bahseder misiniz? Belki buradan yapımcıların ilgisini çekersiniz.
"Akan Kan" 2018 yılında En İyi Film Öyküsü olarak seçildi. Aslında bu öyküm fantastik olsa da çok şey anlatan psikolojik tabanlı bir film. İlişkide çok fedakârlık yapan birinin artık bedeninden de ödün verişini anlatarak “ödün vermenin sınırı nerede?” diye soran bir eserdir. Bu öykü ‘Akan Kan’, Nöroloji Öyküleri Yarışması için basılacak kitapta Avrupa Beyin Yılı’nda seçilmiş basılmış bir öyküdür ve aynı zamanda da Fantazya ve Bilimkurgu Sanatları Derneği (FABİSAD) tarafından Düşlerin İzinde kitabında Gio Ödülleri’nde seçilmiş bir öyküdür. Filmi de olsun dediğim En İyi Film Öyküsü ödülünü kazanan ‘Akan Kan’, iyi bir senarist ekibiyle uzun metraja bile uyarlanabilir.
Kısa metraj için de biraz pahalı olabilir. Belki ortak yapım olabilir. Bir yapımcı desteğiyle bu tarzı seven başka bir yönetmenle birlikte yapılabilir ya da animasyona çevrilebilir, gönüllü bir animatörle bir çalışma yapılabilir.
IKDF 'de tarzınızın değişik olduğunu ve anlaşılana kadar bu şekilde devam edeceğinizi belirttiniz. Değişik olmak mı, anlaşılır olmak mı sizin için daha önemli?
Hem değişik olmak hem anlaşılır olmak ikisi de benim için önemli. Özgün bir tarzım olduğunu düşünüyorum. Sinema dilini bilen, metaforları bilen bir insan benim filmlerimi izlerken daha çok zevk alır, düşünür ve anlar; her sahnenin merak uyandıran bir yanı vardır. Düz klasik bir anlatım dili kullanmıyorum çünkü. Biraz film analizi, biraz sinema dili biliyor olması gerekir. Kuleşov etkisini de çok sık kullanıyorum.
Kendinizi ifade etme yöntemlerinizden sadece biri film çekmek. Şiir ve edebiyat alanında da ödülleriniz var. Sizin için önemli birkaç ödülünüzden bahsedebilir misiniz? En iyi ifade biçiminiz sizce hangisi?
Toplamda 20’ye yakın ödülüm oldu. Şiir de öykü de film de benim bir başka ifade ediş biçimim. Hepsinin tadı ayrı.
Şiirde dikkat çeken
2013 Nâzım Hikmet 50. Yıl Şiir Yarışması’nda "Tak Tak" isimli şiiri ile Mansiyon Ödülü. 2014 "Seni Olduğun Gibi Sevdim" şiiri Uluslararası Cengiz Aytmatov Şiir Yarışması’nda birincilik ödülü. Öyküde dikkat çeken
2010 yılında 8. Ulusal Kısa Metraj Film Festivali: ‘Göç’ konulu En İyi Film Öyküsü Dalında ‘Cam Kaplumbağa’ İsimli Eserle 3.’lük Ödülü.
2011 9. Ulusal Kısa Film Festivali En İyi Kısa Film Öykü Ödülü; “Biz Günü.”
2014 Simit Çay Edebiyat Dergisi Deneme Yarışmasında ''Esinti'' İsimli Yazıya Özendirme Ödülü kazandım…
2018 İstanbul 16. İKFD Ulusal Kısa Film Festivali En İyi Film Öyküsü Ödülü, 2018 - Akan Kan ve Gönen Belediyesi Ömer Seyfettin Öykü Yarışmasında “Gerçek mi Olmalı?” isimli eserimle Özel Öykü Ödülü’nü kazandım.
Bundan sonraki projeleriniz neler?
Yazmaya devam etmek ve imkan olursa film çekmeye devam etmek… Blog sayfalarım, YouTube ve Vimeo kanalım ve http://www.gultenagritmis.com/ şeklinde web sayfam vardır. Kısa filmlerim vardır. Altı karma kitapta eserlerim, iki şiir kitabım ve bir öykü kitabım vardır. Üç tane de üzerinde çalıştığım uzun metraj senaryom vardır.
İzmir hakkında düşünceleriniz neler, İzmirlilere neler söylemek istersiniz?
İzmir’de Cut Feet – Kesik Ayaklar filmindeki oyuncum Mustafa Derya Akıncı aynı zamanda yeğenimdir ve Dokuz Eylül Tıp Fakültesi’nde okumuştur. Okuduğu altı yıl boyunca ikimizin müsait olduğu zamanlarda onun yanına 6 yıl boyunca yılda bir kere İzmir’e gitmişimdir. Bol bol gezmişizdir. İzmir’i çok severim, çok güzel bir şehir. Son derece modern ve çağdaş insanların olduğu bir şehrimizdir, benim için anılarla doludur. Size de çok teşekkür ederim.