07 Ara 2020
Otuzbeşlik

İzmir Gezi Rehberi

Binlerce yıllık tarihi, dünyaca ünlü plajları, antik kentleri, kültür sanat faaliyetleri, her sene düzenlenen fuarı ile dört mevsim canlı olan bir liman kenti İzmir. Yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktası olan bu modern sahil kenti doğası, tarihi yapıları, kendine has alışkanlıkları, ritüelleri, samimi insanlarıyla meşhur. İzmir'de canınız sıkıldığında bisikletinize atlayarak veya adımlarınızla şehrin haritasını çıkarabilir, sahilde günbatımına karşı kahvenizi içebilirsiniz. Bahar aylarında Urla'ya, Karaburun'a ya da Çeşme'ye gidip deniz ve güneşle haşır neşir olabilir, geçmişe doğru bir yoculuk yapmak isterseniz antik kentlerin yolunu tutabilirsiniz. 

Kemeraltı

Konak’ta yer alan Tarihi Kemeraltı Çarşısı, dünyanın en eski pazar yerlerinden birisi olarak biliniyor. Helenistik dönemden beri bir alışveriş noktası olan çarşı, kentin ticari, sosyal ve kültürel gelişimi açısından önemli bir yerde. Bu bölgede tarihi tescilli binalar, bakırcılar, aktarlar, hanlar, hamamlar, camiler bulunuyor. Saat Kulesi’nden Agora’ya kadar uzanan bir konumda bulunan çarşı, dünyadaki en büyük üstü açık çarşılarından biri aynı zamanda. Hanlarda bulunan dükkanlarda çini panolar, ahşap ürünler, mücevher, kilim, seramik, baharat gibi hediyelik eşya ve çeşitli ihtiyaçlarınız için alışveriş yapabilir; çarşı içindeki restoran ve kafelerde İzmir'e has lezzetleri tadabilirsiniz. Tarihi Kemeraltı Çarşısı’nın içerisinde Devlet ve Opera Balesi, Milli Kütüphane, 1900’lü yıllardan kalan Yeni Şükran Otel de bulunuyor.

İzmir Saat Kulesi - Konak Meydanı

İzmir’in sembolleşmiş figürlerinden İzmir Saat Kulesi, Sadrazam Mehmet Said Paşa,  İzmir Valisi Kıbrıslı Kamil Paşa ve Belediye Reisi Eşref Paşa’dan oluşan komisyonun isteği üzerine 2. Abdülhamid’in tahta çıkışının 25. yılı anısına yaptırılmış. Alman imparatoru Wilheilm tarafından ise kulenin saati hediye edilmiş. 1901’den yana kulenin saati çalışmakta. 4 katlı ve 25 metre yükselikte olan kule, 1974 yılında gerçekleşen 5,2 şiddetindeki depremde hasar almış ve iki yıl içinde onarılmıştır.

Basmane

Basmane neresidir? Sınırları nerede başlar nerede biter? Kent gözlemcisi ve yazar Orhan Beşikçi Basmane adlı kitabında bu soruya şöyle cevap veriyor; “Dokuz Eylül Fuar kapısında durun, yüzünüzü güneye Kadifekale’ye doğru çevirin. Sol kolunuzu Kervan Köprüsü’nü, sağ kolunuzu Çankaya’yı alacak şekilde kucaklayın. Kucakladığınız yerler Basmane’dir. Strabon’a göre, Cimnazyum da Basmane’de bir yerde.”

 

Eskiden Çorakkapı Camiisi nedeniyle Çorakkapı Mahallesi denilen, Konak’ın bir ilçesi olan Basmane, 1800’lü yılllardan sonra basma atölyelerinin, fabrikalarının merkezi haline geldi. İzmir’in misafirhanesi olarak da bilinen bu semtten pek çok değerli kişi ve  sanatçı da bu semtten gelip geçmiştir. Atatürk’ün eşi Latife Hanım’ın dedesi Uşakizade Sadık Bey’in evi buradaydı.  Gönül Yazar’ın doğduğu ev  ise 1270 numaraları sokaktaydı. Ünlü besteci Rakım Elkutlu’nun da yaşadığı ve hayata gözlerini kapadığı ev yine Basmane’deydi.

 

Şehrin bir başka yüzüyle ve tarih kokan sokaklarlarıyla, evleriyle karşılaşırsınız Basmane’de. Gezilebilecek noktalar arasında Basmane Garı, Aziz Vukolos Kilisesi, İzmir Basın Müzesi, Eski Yıldız Köprüsü, İzmir Kadın Müzesi, Radyo ve Demokrasi Müzesi, Basmane Hamamı, Dönertaş Sebili, Oteller Sokağı, Kumrulu Mescit yer alıyor. Basmane'de mutlaka görmeniz gereken yerleri listelediğimiz Basmane Gezi Rehberi için tıklayın.

Kadifekale

MÖ 4. yüzyılda kurulan kentte Bizans, Osmanlı, Helen, Roma dönemlerine ait kalıntılar bulunuyor. Kadifekale, şehrin 186 metre yükseklikteki tepesinde, şehrin güneyinde yer alıyor. Eski adı Pagos diye bilinen Kadifekale’de rivayete göre Amazon kadınları yaşamaktaydı. Büyük iskener’in generallerinden Lymachos tarafından yaptırılan kalede Bizans döneminden kalma sarnıçlar bulunmaktadır. Günümüzde yalnızca 5 kulesi ve güney duvarlarının bir kısmı kalan kalenin büyük kısmı yıkıntı durumunda. Kadifekale, aynı zamanda İzmir’de en güzel günbatımı izlenecek noktalar arasında yer alıyor.

Agora Ören Yeri

Grekçe bir sözcük olan Agora; kent meydanı, çarşı, toplanılan yer gibi anlamlara geliyor. Dini, siyasi, ticari ve sosyal açıdan büyük bir öneme sahip agoralar, kentlerin de odak noktasıydı. Antik Çağ zamanlarında her kentte agoralar bulunurdu. İzmir Agorası ise MÖ 4. yüzyılda Kadifekale’nin kuzey yamacında kurulmuş.Hellenistik Dönem’de kurulmuş olan agorada günümüze kadar gelebilmiş kalıntılar, MS 178 depreminin ardından İmparator Marcus Aurelius’un desteğiyle tekrardan inşa edilen Roma Dönemi agorasına ait. Ortasında geniş bir avlu bulunan, dikdörtgen formda planlanmış yapının etrafı sütunlu galerilerle çevirilidir. Önünde merdiveni olan üç katlı bu birleşik yapı, dikdörtgen formdadır. Tanrı Hermes, Eros, Herakles, Dionysos heykelleri bu bölgeden çıkarılmıştır.

 

İzmir Arkeoloji Müzesi

İzmir ve çevresinde bulunan arkeolojik eserlerin sergilendiği müze, 1984 yılından beri Konak’ta bulunan Bahribaba Parkı’ndaki modern müze binasında ziyaretçilerini karşılıyor. Batı ve Anadolu tarihine dair buluntular müzede ve bahçesinde sergileniyor. Teos, İasos, Milet, Efes, Bergama, Klozomenai, Bayraklı gibi çeşitli bölgelerde yapılan kazı çalışmaları sonucunda ortaya çıkarılan eserler, tarih ve sanat severlerin oldukça ilgisini çekecek nitelikte.

 

Üç katlı müze binasının ikinci ve üçüncü katlarında sergileme salonları mevcut. Zemin katında, eser depoları, restorasyon laboratuvarı, kütüphane yer alıyor. Birinci katta ise idari bölümler bulunuyor.

 

Müze, ilk olarak 1924 senesinde Basmane’de terk edilmiş durumda olan Aya Vukla Kilisesi'nde Asar-ı Antika Müzesi ismiyle kurulmuştu.

İzmir Etnografya Müzesi

19. yüzyılda neoklasik meyilli bir teras üzerine inşa edilmiş. 1831 yılında hastane olarak (St. Roch Hastanesi) kullanılmış. 1845 yılında ise Fransızlar tarafından onarılarak yoksul Hıristiyan aileleri için bir bakımevine dönüştürülmüş. Bina daha sonra Hıfzıssıhha Müessesesi ve Sağlık Müdürlüğü hizmet binası olarak kullanılmış. 2 Aralık 1984 tarihine gelindiğinde ise etnografya müzesi olarak düzenlenmek üzere devredilmiş.

 

Müze bünyesinde kaybolmaya yüz tutmuş el sanatlarının yanısıra hamam takımları, 19. yüzyıla ait misafir odası, Osmanlı devri sikkeleri, el yazması kitaplar, meşhur şerbetçisi Demirhindi, keçecilik, tenekecilik sergilenmekte. Ayrıca halk oyunları, efe ve efe kıyafetleri, sedef kakmal eşyalar, cam işlemeler de müzede görülebilecekler arasında. Çömlekçilik, göz boncukçuluğu, tahta baskıcılık, urgancılık gibi el sanatları örneklerini görmek mümkün.

St. Polycarp Kilisesi

 

Bir Katolik kilisesi olan St. Polycarp adını 12 havariden biri olan Yuhanna’nın öğrencisi ve aynı zamanda İzmir Psikosu Aziz Polikarp’tan almış. Yapı günümüzde üç nefi olan dökdörtgen bir bazilikadır, güneybatısında sekizgen gövdeli çan kulesi mevcuttur.

 

1625 yılında I. Süleyman’ın izniyle ve Fransa Kralı XIII. Louis’in isteği üzerine inşa edilmiş bu kilise, 1688 senesinde gerçekleşen deprem ve ardından yangınla hasar görmüş. 1763’te çıkan yangında manastır kısmı yok oldu.

 

1892-1989 yıllarında restorasyana girdiğinde yapıya şapeller eklenmiştir. Kilise 1922’de İzmir Yangını sonucunda tekrar hasar görse de 1929’da yeniden inşa edildi.

Tarihi Asansör

İzmir’in en önemli tarihi yapılarından olan Asansör, 1907 yılında Nesim Levi tarafından yaptırıldı. 155 basamaklı merdivenle bağlantılandırılan Asansör, Mithatpaşa Caddesi ile Şehit Nihat Bey Caddesi’ni birbirine bağlamıştır. 3 katlı olan Asansör Kulesi’nin ilk katı 1. Dünya Savaşı’nın ardından kumarhane, orta katı fotoğrafhane, üçüncü ve son kat ise sinema olarak kullanılmış. 1942 senesinde iş insanı Şerif Remzi Reyent’e satılan bina, Reyent'in vefatının ardından İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne satılmıştır. Tarihi Asansör Binası'nda şu an hizmet veren bir restoran bulunmakta. Büyüleyici bir manzaraya sahip yapı, İzmir'de gezilecek noktalar listesinin başında geliyor.

Alsancak Sevgi Yolu

Kentin en renkli yerlerinden biri Sevgi Yolu. Yerlerde Yeşilçam’ın usta oyuncularına saygı duruşu niteliğinde konulmuş plaklar, eski kitapçılar, takıcılar ve yolun iki tarafındaki palmiye ağaçlarıyla Sevgi Yolu, cıvıl cıvıl bir yer.

Kıbrıs Şehitleri Caddesi

Kıbrıs Şehitleri Caddesi, kahvecileriyle, kitapçılarıyla, kafeleriyle ve barlarıyla meşhur. Şehrin simge caddelerinden olan Kıbrıs Şehitleri Caddesi, trafiğe kapalı. Farklı eğlence konseptlerini de gece hayatına dahil eden caddeye sokak sanatçıları da ayrı bir hava katıyor. Alsancak’a gelmişken Atatürk Müze Evi, Arkas Sanat Merkezi. İzmir Mask Müzesi’ni de gezebilirsiniz.

Alsancak Kordon

Sahil kesiminde bulunan yere verilen isim Kordon. Geniş çimlik alanlarda oturup denizi seyretmek, bisiklet ya da scooter kiralamak, restoranlarda bir şeyler yemek, canlı müzik dinlemek, seyyar satıcılardan yerel yemekleri denemek gibi pek çok şey yapabileceğiniz Kordon, İzmir’in en hareketli yerlerinden biri.

Homeros Vadisi

Adını Yunanlar’ın ünlü ozanı Homeros efsaneye göre Bornava’nın merkezi ile Kayadibi arasında uzanan Bornova Çayı’nın yatağındaki vadide bulunan mağarada yaşamış. Bu mesire alanında 18 adet gölet yapılmış  ve yetmiş bine yakın bitki dikilmiş. 100’den fazla kuş türünün yaşadığı vadide bir de mağara bulunuyor. Ufak ve dar olan bu mağaraya ulaştığınızda ise sizi doğayla dolu enfes bir manzara bekliyor. Ayrıca kuşları izlemek isterseniz yanınızda dürbün götürün.

İzmir Kuş Cenneti

Çiğli’de Çamaltı Tuzlası içinde sekiz bin hektarlık alana yayılan İzmir Kuş Cenneti’nde pek çok sürüngen, balık ve memeli türü yaşamaktadır. Türkiye’nin en önemli sulak alanlarından biri olan bu yer 205 kuş türü ile 314 bitkiye ev sahipliği yapıyor. Pembe kanatlı flamingolar, tepeli pelikanlar, siyah ve gri renkteki leylekler, yalı çapkını yaşayan kuş türlerinden sadece bazıları. Yılda 50 bin kuş türünün uğradığı İzmir Kuş Cenneti, arkeolojik sit alanı. Kuş gözlem kuleleri ve dürbün aracılığıyla bu muhteşem hayvanları izleyebilir, bisiklet turlarına katılabilirsiniz.

Karagöl Tabiat Parkı

Yamanlar Dağı’nda 810 metre yükseklikte bir krater gölüdür Karagöl. Çevresi doğal güzelliklerle çevrili bu yer Tantalos efsanesiyle ünlü. Çevresindeki ağaçlar, gölde yüzen ördekler ile şehirden kaçıp nefes alınabilecek yerlerin başında gelir. Hakkındaki efsane ise şöyledi: İzmirli Frigya Kralı Tantalos, Spilios Dağı'nda, Frigya halkı ile yaşar, devletini yönetirmiş. Spilios Dağı verimli toprakları ve zengin maden yataklarıyla bilinirmiş. Tantalos tanrıların sofralarına oturabilen tek insanmış. Bir gün Olimpos Dağı tanrılarının hışmına uğramış. Anadolu tanrıçası Kibele'ye inanırmış Tantalos ve Hellen tanrılarını küçümsermiş, bir gün onları sınamaya kalkmış.  Spilios Dağı'ndan atılan Tantalos ölüm tanrısı Hades’e gönderilmiş.  Zeus tarafından ömür boyu açlığa ve de susuzluğa mahkum edilmiş. Bu ceza dünyada da  Tantalos İşkencesi olarak anılmış. Tantalos'un atıldığı yarık zaman geçince  göl haline gelmiş, bu göl Tantalos Gölü şeklinde anılmaya başlanmış. Şimdiki adı ise Karagöl.

Şirince Köyü

İzmir’in Selçuk ilçesine bağlı Şirince, MS 5. yüzyıla kadar uzanan tarihi ile ziyaretçilerine hem tarih hem yemyeşil bir doğa sunuyor. Zeytin, şeftali incir ağaçlarıyla çevrili bu güzel köye ulaşım da kolay.  

 

Şirince deyince akla şarap, Nesin Matematik Köyü ve kıyametin dokunamadığı yer geliyor. Yemyeşil doğası, masallara benzeyen sokakları, ufak evleri, tarihi yapıları ile Şirince gezilip görülecek yerlerin başında geliyor. Şarapları, sabunları, zeytinyağı, inciri ile meşhur Şirince’de gezilecek pek çok yer var. Nesin Matematik Köyü,Tiyatro Medresesi, Aziz Dimitrios Kilisesi, Hodri Meydan Kulesi, Aziz John Baptist Kilisesi ve şarap evleri sizleri bekliyor.

 

İzmir Şehirlerarası Otobüs Terminali’nden Selçuk’a 40 dakikada bir dolmuş kalkıyor. İZBAN ile İzmir’den Selçuk’a gitmek için . Karşıyaka, Halkapınar, Alsancak veya diğer İZBAN istasyonlarından Tepeköy’e gelip, Tepeköy’den Selçuk yönüne aktarma yapmak gerekiyor. Selçuk’tan minibüsle Şirince’ye geçebilirsiniz.  

Tire

Güzelliği ve bereketli toprakları ile bilinen Tire, tarihi dokusu ve yapıları ile Ege’nin eşsiz bölgelerinden biri konumunda. Birçok topluluğa ev sahipliği yapan Tire kültürel anlamda da oldukça zengin. Ünlü gezgin Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde Şehri Muazzam diye tabir ettiği Tire’de Thelos Müzesi, Tire’nin tarihine ışık tutan Tire Müzesi, Sadrazam Ferhat Paşa’nın oğlu Hasan Çavuş tarafından yaptırılan Yalınayak Hamamı, Yoğurtluoğlu Külliyesi, Necip Paşa Kütüphanesi, köy kahveleri, yaşlı çınar, ceviz ve kestane ağaçları, köy kahveleriyle meşhu Kaplan Köyü’nü gezebilirsiniz.

Urla

Tarihi köyleri, birbirinden temiz koyları, doğal güzellikleri, yöresel lezzetleri ve tarihi mekanları ile Urla, İzmir’in en keşfedilesi ilçelerinden biri. Edebiyata merakınız varsa Necati Cumalı Anı ve Kültür Evi’ni, Osmanlı döneminden kalan Karantina Adası’nı, tarihi limanı ile meşhur Çeşmealtı’nı, rengarenk bir sokak olan ve hediyelik eşya alabileceğiniz, yeni tatlar keşfedebileceğiniz Sanat Sokağı’nı, Klazomenai Antik Kenti’ni ziyaret edebilirsiniz. Urla, sörf gibi su sporları meraklıları için de oldukça güzel olanaklara sahip.

Seferihisar

Türkiye’de az sayıdaki Cittaslow (sakin şehir) unvanını alan yerlerden biri Seferihisar; antik kentleri ve çok sayıdaki mavi bayraklı plajıyla ünlü. Yavaşlık felsefesinin benimsendiği Seferihisar’da yerli tohumlar korunuyor,peyzaj alanında yöresel aromatik bitkiler kullanılıyor, organik tarım destekleniyor, karbon salınımı hesaplanıyor ve enerji ile ilgili çalışmalar yapılıyor.

 

Şarap Tanrısı Dionysos’a yapılan en büyük tapınağın bulunduğu Teos Antik Kenti; 16. yüzyılda inşa edilen ve farklı işler için kullanılan Sığacık Kalesi, Osmanlı döneminden kalma Seferihisar Ulu Cami, çeşit çeşit Ege otlarını ve Seferihisar ürünlerini bulabileceğiniz Sığacık Pazarı gezilecek yerler arasında. Ayrıca Seferihisar’a 24 km uzaklıktaki Orhaniye Köyü’nde bulunan Doğa Okulu da görülmeye değer. Doğa Okulu, imece usulü kendi kendine yeten oluşumlardan biri.

Efes Antik Kenti

Dünya Miras Listesi’nde olan Efes’i her yıl 1,5 milyon insan ziyaret ediyor. Antikçağ’ın Anadolu başkenti Efes’te antik dünyanın yedi harikasından biri olan Artemis Tapınağı’ da burada bulunuyor. Roma ve Hellenistik döneme dair mimarlık ve din simgeleri bulunan Efes, pek çok farklı uygarlığın izlerini bünyesinde taşıyor. Antik dünyanın en önemli metropollerinden olan Efes, tarih boyunca sanat, bilim, kültür alanlarında önemli bir role sahipti. Asya ve Avrupa arasında önemli bir liman kenti olan Efes’te görkemli sütunlarıyla görenlerde hayranlık uyandıran Celsus Kütüphanesi’ni, Hadrian Tapınağı’nı, Hestia Tapınağı’nı mutlaka görmenizi tavsiye ederiz.  

Çeşme

Tarihi cumbalı taş evleri, rüzgarı, arnavut kaldırımlı sokakları, plajları, sakız ağaçları, sanat galerileri  ile Çeşme tarihin izlerinin peşine de düşebileceğiniz bir yer. 1508 yılında inşa edilen Çeşme Kalesi, 19. Yüzyılın ünlü kilisesi Ayıos Haralambaos Kilisesi, damla sakızlı Türk kahvesi içebileceğiniz Alaçatı Yel Değirmenleri, arkeoloji meraklıları için Ildır Köyü’nde yer alan Erythrai Antik Kenti, Osmanlı döneminden kalan Çeşme Kalesi ve Çeşme Müzesi tarih severlerin rotalarıne eklemeleri gereken yerler arasında.

 

Altınkum Plajı, Aya Yorgi Koyu, Delikli Koy Çeşme, Pırlanta Plajı, Ilıca Plajı ise Çeşme’nin en güzel koyları arasında yer alıyor. Çeşme, su sporları meraklılarının da uğrak noktası. Özellikle sörf tutkunları Alaçatı’da buluşuyor.

Foça

Eski taş evleri, mitolojik efsaneleri, doğal güzellikleri, çarşısı ile Foça; Eski Foça ve Yeni Foça olmak üzere iki bölüme ayrılıyor. Eskiden balıkçı kasabası olan Foça mutfağında Akdeniz ve Ege’nin etkileri görülmekte. Foça adaları gezebileceğiniz tekne turları, restoranları, yerel ürünler satın alabileceğiniz pazarı ve göz alıcı güzellikteki denizi ile her mevsimde ziyaret edilebilecek yerlerden biri. Siren Kayalıkları, bir iyon kalıntısı olan Athena Tapınağı ile mitoloji ve tarih severlere de hitap ediyor.