10 Eki 2017
Gülay Güler
İzmir Sokak Lezzetleri Rehberi
Bir şehri gerçekten tanımak istiyorsanız o şehrin sokak lezzetlerini de keşfetmelisiniz. Bu lezzetler kent hakkında size bir çok ipucu sunacaktır. İzmir'in havasından suyundan mıdır bilinmez, İzmirliler rahat ve keyiflerine düşkünlerdir. Genellikle midelerine de düşkün olan İzmirliler güne gevreksiz, boyozsuz başlamaz, akşam birasının yanında midyesi, kokoreci eksik olmaz, gece de söğüş veya uykuluk patlatmadan uyumaz. İzmir ise kepçesi bol anne gibidir en güzel lezzetler ondan çıkar. İzmir, lezzetlerini keşfetmeniz için sizleri bekliyor.
Boyoz
Sabah kahvaltıların yıldızı olan boyoz, 1492 yılında İspanya'dan göç edip İzmir'e büyük gruplar halinde yerleşen Sefarad Yahudileri'nin İzmir'e mirasıdır. Görünümü ile talaş böreğini andıran boyozun yanında, genelde taş fırında uzun süre pişmiş yumurta ve İzmir tulum peyniri yenilir. Hamurunda maya kullanılmayan boyoz, yağ içerisinde bekletilerek açılıyor. Bu yüzden tahmin edersiniz ki biraz yağlı bir yiyecek. Boyozu Smyrna Boyaz ve Alsancak Dostlar Fırınında denemelisiniz.
Gevrek
İstanbul’da simit dediğimiz şeye İzmir’de gevrek demiyoruz. Gevrek yapmak için mayalı hamur, kızgın pekmez dolu havuzlarda atılır sonra üzeri susam konur, fırınlanır. Simit yapmak için ise hamurun üzerine sulandırılmış soğuk pekmez sürüldükten sonra üzeri susamlanır ve ardından fırınlanır.
Gevrek, 450 yıl önce Kırım Değirmen Dağı’ndan gelen Tatar Türklerinin İzmir’e yerleşmesiyle, kente kazandırılmıştır. İzmir'in her sokağında bir gevrekçi ile karşılaşabilirsiniz; ama en güzelini sorarsanız Tarihi Alsancak Gevrek Fırınını tavsiye ederim.
Katmer
Tatlı zannedilen ama tatlı olmayan katmer çıtır çıtır lezzetiyle İzmirlileri kahvaltı için kilometrelerce yol yaptırmaya yetecek bir lezzette sahip. Bu yiyeceğin sırrı hamurunda saklı. Söke unu ve limon suyuyla hazırlanan karışım dinlendirildikten sonra, havada döndürülerek elle açılır. İncecik hamur saca serilir ve içine isteğe bağlı peynir, kıyma, kaşar veya patates konulur ve kızgın yağda pişirilir. Size tavsiyem; Urla'daki muhteşem manzaraya sahip Ünal Kardeşler'de katmerin yanında leziz yayık ayranını mutlaka deneyin.
Kumru
Öncelikle kumru bir kuş değildir ama ekmeği kumru kuşuna benzediği için bu ismi almıştır. Kumru hamuru nohut mayasıyla üretilir, susama batırılarak fırınlanır. İzmir'de iki çeşit kumru çeşidi bulunmaktadır. Gevrek arabalarında satılan kumruda domates, biber ve İzmir tulumu bulunur. Kumrucu büfelerinde satılan kumruya ise kömürde pişmiş sucuk, salam, sosis, kaşar peyniri, domates, ketçap, mayonez ve sayas (Karper peynir) konulur, yanında turşu ikram edilir. İzmir'de kumru konusunda Kumrucu Şevki, Kumrucu Ömür, Kumrucu Hüseyin'e güvenebilirsiniz.
Midye Dolma
İzmir’de midyenin içine tarçın, kuş üzümü, çam fıstığı konulmaz. Midyeye sadece karabiber eklenir. Burada midyenin küçüğü tercih edilir, eti bol, pirinci tane tanedir. İzmirliler midyeyi tek tek değil tepsi ile yer. İzmir'de en iyi midye dolmayı İnciraltı'nda Serkan Hamza Midyecilik yapıyor. Mutlaka deneyiniz.
Söğüş
Kuzu başının yani kellenin dili, yanağı, beyin etleri parçalandıktan sonra lavaş ekmeği içerisine dizilip üzerine kimyon, pul biber, domates, soğan ve bol yeşillik konur. İzmir’in hemen her yerinde Söğüş bulabilirsiniz ama İzmirliler her şeyin en iyisini ve en güzelini yemek isterler ve Bostanlı’da yıllardır minibüsün arkasında tezgah açan Söğüşçü Santana'nın arkasında sıkılmadan beklerler. Santana'dan ikinci söğüşü istesen de vermez. Malum ağır bir gıdadır. Sakatada düşkün olmayanlara tavsiye edilmez. Bir çok şubesi olan Aco da bu işin pirlerindendir.
Kokoreç
Kokoreçte İzmir usulü diye bir kavram vardır. Kokoreç ince ince kıyılıp, baharata boğulmaz, asla ve asla içine domates konulmaz. Sakın domates koyar mısınız diye ustalara sorayım demeyin, alay konusu olabilirsiniz. İzmir usulü kokoreç kömürde pişer, bütün kokoreç ekmek içinde bıçakla kesilerek hazırlanır, üzerine kimyon dökülür ve ağızda lokum gibi dağılır. Kokorecin kralını Urla Kuşçular'da Aslan Cafe Neco'nun Yeri'nde ve Kokoreççi Baki'de yiyebilirsiniz.
Uykuluk
Uykuluk ve badem, kuzunun timus ve pankreas bölgelerindeki bazı salgı bezlerinden oluşuyor. 1962’den bu yana İzmirlilere uykuluk yediren İzzet Baba'nın hikayesi ise şöyle: İzmir'e göçen İzzet Kaya, bir kebapçıda işe girer ve uzun yıllar kendini yetiştirdikten sonra burayı devralır. Başlangıçta sadece kendine hazırladığı ve deneye deneye bulduğu uykuluk ve bademi, restoranın müdavimleri ile paylaşınca olay olur. O yıllardan beri İzzet Baba uykuluk ve bademi kömür ateşinde hazırlayarak müşterilere sunuyor.
Sübye
Bizim bahsettiğimiz sübye deniz mahsulü değil, şerbet. Sefarad mutfağına ait 500 yıllık geçmişe olan bu lezzet, unutulmaya yüz tutmuş durumda. Gelelim sübyenin yapılışına: Kavun çekirdeği 5-6 saat güneşte kurutulduktan sonra çekirdek kıyma makinesinde öğütülüyor. Öğütülen bu çekirdekler şekerle yoğrularak üstüne su eklenip sübye haline getiriliyor. Bozaya benzeyen yoğun kıvamlı bu içeceği Tarihi Kemeraltı Çarşısı'nda bulabilirsiniz.
Lokma
İzmir'de lokma bedava yenir. Boşuna para vermeye çalışmayın. Tencerelerini kapan insanların arkasına geçin ve bu lezzeti keşfetmek için biraz bekleyin. Lokma, mayalanmış hamurun kızartılması ve üzerine şerbet dökülmesiyle yapılır. Üzerine tarçın döküp, üfleyerek yenir.
Şambali
İçinde yumurta, un ve yağ olmayan şambali; az şerbetle ve irmikle yapılıyor, arasına kaymak konularak yeniyor. Bir kaç kilo almam lazım diyorsanız Kemeraltı'ndaki Hisarönü Şambalicisi’ne uğramalısınız. Hisarönü Şambalicisi, tatlılarını bakır tepsilerde sunuyor ve odun ateşinde pişiriyor. Afiyet olsun.