03 Kas 2017
Gezgin Yogini

İzmir'in İlk Tam Vegan Kafesi - Yaşam Kafe

İstanbul'da yaşayan Gülçin ve Hakan'ın vegan yaşamına uygun kafe ve restoran bulamamasıyla başlayan vegan kafe açma düşüncesi İzmir'de hayat bulmuş... Hayvansal hiç bir ürünün kullanılmadığı, bademden süt ve yoğurt üreten bu tatlı mekan İzmir'in gözdesi olmuş durumda. Vegan değilseniz bile bu muhteşem lezzetleri mutlaka denemelisiniz. Özellikle vegan lahmacununu!
 
Kaynak: Yaşam Kafe
 
Merhaba, önce kendinizi biraz tanıtır mısınız? Sizler kimsiniz? Ne kadar süredir vegansınız? Birbirinizle ne zaman tanıştınız?
Gülçin Şermeti : Merhaba ben 26 yaşında bir İngilizce öğretmeni olarak İzmir'de yaşamaktayım. Hakan'la yollarımız kesişmeden önce vegan olmuştum. 3 buçuk yıldır veganım.
Hakan Yaşam: Ben de 28 yaşındayım. İstanbul'da bir reklam firmasında çalışmaktaydım. Vegan olma sürecim vejetaryen olmak ile başladı. Vejetaryen olduktan sonra çeşitli kitap ve internet okumaları sayesinde vegan olma sürecim başladı. Yaklaşık 4 yıldır veganım.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Kaynak: Yaşam Kafe
 
Bilmeyen okuyucularımız için biraz açıklama rica etsem sizden: Veganlık ne demek? Neden vegan olmayı tercih ettiniz?
G.Ş. : Yaşam hakkı tüm canlıların en temel hakkıdır. Bu kabulle başladıktan sonra veganlık insan için alınması en gerekli sorumluluk oluyor. Düşünsenize hayvanlara  eziyet etmenin yanlış olduğunda hemfikir oluruz ancak bir tabak içinde önümüze geldiğinde o hayvanın boğazının kesilip, bedeninin parçalara ayrılması bize göre eziyet sayılmıyor. Halbuki işkence dediğimiz olgu bu değil midir? Hayvanları mal statüsünde düşünmeye devam etmemek ve vegan olmanın herkes için gerekliliğini göstermek adına bu kafe girişimine başladık.
H.Y. : Hissedebilir her canlının kendi doğal konumunda özgürce var olma hakkı vardır ve insanların diğer hayvanlar üzerinde tahakküm kurma veya onları öldürme hakları yoktur. Sinir sistemi olan ve insanlar gibi acı çekebilen, canlıların vücut sıvılarını almak, sömürmek ve öldürmekten kökten vazgeçilmelidir. Bu vahşetin durdurulması için ilk adım vegan olmaktır.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Kaynak: Yaşam Kafe
Vegan kafe açma fikri nasıl doğdu? Neden İzmir’i tercih ettiniz?
H.Y. : İkimiz de İstanbul'da yaşarken vegan kafelerin ne kadar önem arz ettiğini gördük. Çünkü veganlık sadece hayvanları tüketim nesnesi olarak görmeyi bırakmak değil aynı zamanda da fikren bir yayılma ve örgütlenme sürecidir. Vegan bir kafe vasıtasıyla vegan ve vegan olmayan insanlar bir araya gelip veganlık hakkında tartışabilir. Hayvanlara yönelik sömürünün önüne geçebilmek adına konuşup, dayanışma yaratabilirler. İzmir'de böyle bir vegan kafe olmadığı için neden yapmayalım ki diye uzunca bir süre düşündük. Sonrasında da kendimizi tabiri caizse okyanusa bıraktık.


 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Kaynak: Yaşam Kafe
 
Kafede sunduğunuz yiyecek seçenekleri nelerdir? Etsiz, sütsüz, yumurtasız yaşanmaz yanlışına inanan bir dünyada, sizin bunların yerine koyduğunuz alternatifleriniz nelerdir?
G.Ş. : Bizler genelde geleneksel Türkiye mutfağını veganize etme çalışması içine girdik. Örneğin çok sevilen lahmacunu tamamen veganlaştırdık. En çok beğeniyi o alıyor menümüzde. Sonraki hedefimiz Asya ve Avrupa mutfaklarına ağırlık vermek. Elimizden geldiğince sürekli kendimizi geliştirme çabası ve gayreti içindeyiz. Hayvansal ürünler yerine bitkisel bazlı ürünler yapıyor ve yemeklerimizde bunları kullanıyoruz. Örneğin hayvansal süt yerine bademden elde ettiğimiz sütü kullanıyoruz ve bu sütten peynir ve yoğurt elde ediyoruz. Bu şekilde alternatif bir mutfak geliştirmiş olduk.

 
Kaynak: Yaşam Kafe
 
İzmir’de bir vegan olarak yiyecek bulmakta zorlandığım çok zamanlar oldu, ta ki Yaşam Kafe açılana kadar :) Bırakın baştan aşağı vegan olan bir kafeyi, vegan bireylerin farkında olup da menüsüne vegan alternatif ekleyen kafe sayısı bile yok denecek kadar az. Sizin gözlemlerinize dayanarak şunu öğrenmek isterim; İzmir’de vegan felsefenin, vegan bireylerin yaygınlık durumu nedir?
H.Y. : Kafe için İstanbul'dan İzmir'e gelirken, İzmir'deki vegan bireylerin sayısını öğrenmek adına İzmir'de Vegan Kamp etkinliği düzenledik. Foça'da gerçekleştirdiğimiz kampa katılım ciddi bir boyuta ulaşınca İzmir'de vegan bir kafenin veganlık için yararlı olabileceğini düşündük .Sosyal medyadan takip ettiğimiz kadarıyla İzmir'de belli üniversitelerin vegan topluluklarına rastlamaktayız. Düzenlenen toplantılar ve piknikler vasıtasıyla vegan bireylerin sayısında artış gözlemledik. İstanbul'a kıyasla İzmir'de toplumsal farkındalık adına veganlık çok daha hızlı ilerlemekte.
 
Yaşam Kafe açıldığından beri veganlık karşıtı herhangi bir eylemle ya da bir sözlü saldırıyla karşılaştınız mı?
G. Ş. : Hiç karşılaşmadık bu tarz tepkilerle. Kafenin bir önceki yerinde komşu esnaf ilk zamanlar farklı bir algıya sahipti. Şimdilerde müdavimi oldular kafemizin. Tabii ki umuyoruz herhangi bir türde şiddete maruz kalmayalım. Sevgi, dostluk ve dayanışma içinde olalım her zaman. Bizler canlıların yaşam hakkını savunmaya devam edeceğiz ne olursa olsun.
H. Y. : Tabii ki hayır. Vegan  ya da vejetaryen olmayan müşterilerimiz de bulunuyor. Bu da veganlığın merak konusu olduğunu gösteriyor.
 
Geleceğe dair kafe adına ya da vegan felsefeyi yaygınlaştırmak adına hayalleriniz, hedefleriniz nelerdir?
G. Ş. : Öncelikle kendimizi vegan mutfak konusunda günden güne daha da geliştirmek. Farklı lezzetler deneyip insanlarla paylaşmak istiyoruz. Film gösterimleri ve atölyeler düzenliyoruz. Veganlığın ne demek olduğunu, neden gerekli olduğunu anlatmak gerekiyor. Bu nedenle elimizdeki tüm olanakları kullanmak niyetindeyiz.
  
Eklemek istediğiniz başka bir şeyler var mıdır?
H. Y. / G. Ş. : Tüm canlılara karşı olabildiğince yüksek bir farkındalıkla yaklaşmak ve olabildiğince az zarar vermek erdemlerin en büyüğüdür. Gelin hep beraber bu güzel dünyayı bu yaşam ağacının altında toplayalım.