İzmir'in Sıradışı Partilerinin Mimarı: Roots.
İzmir'in en sıradışı ve en eğlenceli partilerin sahibi Roots. ile yakaladıkları başarının sırrını ve gelecek planlarını konuştuk.
Root’s ekibini yakından tanıyabilir miyiz?
Serkan Akgün: Özel Türk Koleji ve Özel Ege Lisesi’nde okuduktan sonra İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde Mutfak Sanatları ve Yönetimi Bölümü'nde eğitim hayatıma devam ettim. Üniversite hayatımla beraber aslında organizatör kimliğim de oluşmaya başladı. Erasmus mentoru olmamla beraber, öğrenciler arasında eksikliği bariz bir şekilde hissedilen yenilikçi Erasmus partileri düzenlemeye başladım. Sonrasında uzun süreler hem kurumsal firmalar hem de mekanlar için özel partiler düzenledim ve bir süre sonra gördüğüm şey insanların gerçek anlamda eğlenmediği oldu.
Şehirde, gece hayatının ve eğlence sektörünün zaman geçtikçe monotonlaştığını, hatta gerilediğini fark ettim. Motivasyonu gerçekten eğlenmek olan bir kitlenin yapay kavramlardan beslenen, kısıtlamalarla dolu ortamlarda barınmaya çalıştığını gözlemledim. Kar amacı gütmeyen gizli ev partileri düzenlemeye başladım, zaten aşina olduğum rave kültürünün kökenini iyice araştırdım. Her şey tadilata girmek üzere olan, gece sonunda yıkımın serbest olduğu ufak bir apartman dairesindeki 150 kişilik bir ev partisiyle başladı.
Orhan Gündüz: Özel Türk Koleji ve Buca Anadolu Lisesi sonrasında ben de İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde öğrenim gördüm. İşletme ve pazarlama konularında uzmanlaştım. Serkan ile dostluğumuz çok eskiye dayanıyor. Gece hayatıyla ve eğlence sektörüyle hiçbir ilişkim yok iken Serkan’ın zorlamalarıyla gizli lokasyon ev partilerine katılmaya başladım. Çeşitli etkinliklere katılmaya devam ederken Serkan’ın ricaları doğrultusunda etkinliklerin yönetimsel ve finansal boyutu konusunda ona yardımcı oldum. İşlerin ölçeği büyüdüğünde ise Serkan ile beraber resmi ortaklığımızın başladığı şirketimizi kurduk.
Can Ergönen: Benim Serkan kadar eski bir parti geçmişim yok. Ekonomi Üniversitesi’nde Endüstri Mühendisliği okudum. Alsancak Edit ve Yıldızburnu’ndaki Nevi isimli mekanın işletmecisiyim. Serkan ve Orhan ile çocukluk arkadaşıyız zaten. Okul bittikten sonra Serkan’ın etkinlik planlama işlerine spontane bir şekilde yardımcı olurken ben de ekibe dahil oldum.
Yaptığınız etkinliklerin binlerce kişiye ulaşması nasıl oldu?
Serkan: Çeşme, Altınkum sahilde gerçekleştireceğimiz bir etkinlikte oluşumun o zamanlarki, yaklaşık 500 kişiden oluşan kemik kitlesiyle, kendi halimizde, her zamanki gibi bir gece geçirmeyi planlıyorduk. Gece saat 1 itibariyle biletli katılımcı sayısının 2500’ü geçmesi ve gecenin tamamen kontrolsüz bir şekilde büyümeye devam etmesiyle bir şeylerin değişeceğini anlamıştık. İşin en keyifli yanı da hiçbir şeyin kontrolümüz dahilinde olmasının gerekli olmadığını anlamamız olmuştu. Üç güvenlik görevlisi ile geçirilen etkinlikte 3000'in üzerinde katılımcı sabahın ilk ışıklarına kadar bir bütünlük içinde eğlenmişti. Yıllarca gece hayatında, küçücük kulüplerde bile kavga-gürültünün eksik olmadığını gözlemlemiş biri olarak, Altınkum’daki gecenin bir parçası olmak şaşırtıcı ve mükemmel bir tecrübeydi.
Orhan: Çıplak bir sahili kendi dokunuşlarımızla ideal rave ortamımız haline getirmek istiyorduk. Hatta yetiştiremediğimizi hatırlıyorum, erken gelen katılımcıların neredeyse tamamı yetişmeyen noktalar konusunda yardımcı olmuştu. Aynı gece, farkında olmadan bir alkol firmasının reklamını yapmışız. Logolar vesaire tabi umurumuzda değildi. Katılımcıların çekip paylaştığı fotoğraflar ve videolar firmanın etkinliği fark edip bize ulaşmasıyla sonlandı. Sonrasında ise sponsorlu ve daha büyük etkinlikler gerçekleştirmeye başladık.
Yaratmaya çalıştığınız deneyimden de biraz bahseder misiniz?
Serkan: Etkinlik boyunca etkinlik alanında bulunan herkesin, tanışmıyor olsalar da bir şekilde dostluk bağı oluşuyor. Günlük hayatın monotonluğu, kuralları ve kısıtlamaları bu etkinlikde mevcut değil, dolayısıyla herkes geçici bir süre boyunca tatsız realiteden tamamen uzaklaşıyor, kendini kontrol etmeye çalışmıyor. Bizim yaratmak istediğimiz deneyim ve esinlendiğimiz görüş “rave” kökenli. Rave prensipleri ise dört temel öğeden oluşuyor: PLUR (Peace, Love, Unity, Respect)
Yani çılgınca eğlenirken, hatta partilerken, medite olurken herkes birbirine koşulsuz bir şekilde saygı duyuyor. Katılımcı kitlemiz eğlence bilinci oturmuş insanlardan oluştuğu için Kültürpark Lunapark gibi bir alanda bile etkinlik planlarken çekinmiyoruz.
Can: Yaklaşık 6-7 yıldır etkinlik düzenliyoruz ve henüz hiç kavga çıkmadı diyebiliriz.
Orhan: Barış, sevgi, bütünlük ve saygı. Yıllar boyunca, herkes bu prensipleri benimsediğinde hiçbir sorunla karşılaşılmadığını gözlemledim. Katılımcılar rave kültüründen veya rave prensiplerinden haberdardı veya değildi. Teorik olarak bilmelerindense bilinç durumları daha önemliydi, bu sevginin, eğlence anlayışının ve ruh halinin bulaşıcı olduğu aşikar ☺ Günümüzde dillerden eksik olmayan enerji kavramının bir alana nasıl sığdığını ve nasıl somutlaştığını etkinliklerimizden birine katılarak tecrübe edebilirsiniz.
Bu işe başlarken kafanızda planladığınız fakat sizi hayal kırıklığına uğratan durumlarla karşılaştınız mı?
Serkan: İlk başladığımız günlerde elektronik müzik şimdiki kadar değer görmüyordu. Bize o zaman için oldukça yüksek gelen bir bütçeyle konuk edeceğimiz sanatçı pasaport problemi yüzünden uçağını kaçırdı ve set saatine yetişemedi. Katılımcılar bunu fark etmemişti, dolayısıyla kimse durumdan şikayetçi değildi. Ancak bu çok eski bir olay ve şu anda güncel olarak bizi hayal kırıklığına uğratan bir şey söz konusu değil. Kültürün ve müziğin hak ettiği değeri görmesinden dolayı mutluyuz.
Düzenlemekten en keyif aldığınız organizasyon hangisiydi?
Can: İlk Lunapark.
Orhan: Lunapark! İnanılmaz ve sanırım herkes için gerçek dışı bir tecrübeydi.
Serkan: Lunapark! Lunapark’ın sahibi ve işletmecisi Çağatay Coşkun da çocukluk arkadaşım, beraber büyüdüğüm insanlardan biri. Gerçekleşen etkinlik çok uzun bir süre bekletilmiş, rafa kaldırılmış bir çocukluk hayaliydi. Uygun koşullar sağlanıp gerçekleştiğinde ise tabii ki fazlasıyla içimize sindi.
İzmirliler en çok hangi etkinliklere ilgi gösteriyorlar, hangi etkinlik türlerinin potansiyeli yüksek?
Orhan: Bizim takipçilerimiz ve birlikte eğlendiğimiz insanlar elektronik müzik, çoğunlukla tekno dinliyorlar. Daha önce alternatif rock gruplarının çıktığı bir etkinliğimiz de oldu ama roots. dinleyicisi tekno seviyor.
Can: Belirli bir altkültüre takılı kalmak istemiyoruz ancak günün sonunda yollar bizim de çok sevdiğimiz ve kendi içinde de altkültürlere ayrılmış teknoya çıkıyor ve açıkçası bu durumdan pek de şikayetçi değiliz.
Önümüzde nasıl etkinlikler var? Neler bekliyor bizi?
Orhan: 2020, geçmiş seneleri tekrarlamayan, etkinliklerin içerikleri ve sanatçılar bağlamında çok farklı bir sene olacak. Sizin hatrınıza iki isim verelim ve daha fazla ipucu vermeyelim: Nicole Moudaber, Dubfire. Ayrıca Another Festival serisi, altıncı senesinde Çeşme’de devam edecek.