Rehberlerin Rehberi Şadan Gökovalı
Yıl 2002… İzmir Devlet Senfoni Orkestrası kentten köylere klasik müziğin büyülü dünyasını taşıyor. Yaz kış demeden haftanın belli günlerinde yol alıyorlar. Genç bir gazeteci olarak ben de ara ara konserleri takip ediyor, orkestra elemanlarıyla aynı otobüste yolculuk ediyorum. Gittiğimiz yerlerde insanların yüzlerindeki hayranlığı okudukça, notaların sunduğu alemlerin kapısından geçenleri hissettikçe ve müzik aleti çalmaya heves edenleri gördükçe mutlu oluyorum. Bu yolculuklardan birinde otobüsümüze bir rehber dahil oluyor. Geçtiğimiz her ağacın öyküsünü anlatıyor, her taşın hikayesini önümüze seriyor, bizi Anadolu medeniyetlerinin arasında dolaştırıyor ve bunları şiirlerle sarıp sarmalıyor, mitolojiyle zenginleştiriyor. Şairleri ve yazarlarıyla birlikte önümüze koyuyor. Anlatırken hangi kitabın kaçıncı sayfasından alıntı yaptığına dair dip notlar da veriyor. Sadece ben değil tüm otobüs ağzı açık onu dinliyoruz. O gün tanıyorum Prof. Dr. Şadan Gökovalı’yı… Sonra öğreniyorum tüm rehberlerin rehberi olduğunu. Bir rehber arkadaşım anlatırdı: “Şadan Hoca gezdirdiği grupla geldiğinde, biz susarız tüm gruplara o anlatır” derdi. Bugün hala bana; yazdıklarıyla, anlattıklarıyla, “bunu da gör, bunu da oku” dedikleriyle rehberlik ediyor.
İnsanlığı geleceğe hazırlayanlar, yaşadığı çağın önünde olanlardır. Biz onlara aydın deriz ki, karanlığı toplum adına aralasınlar. Bilgi, görgü, yetenek ve fikirleriyle hem çevrelerindekileri hem de kitleleri aydınlatabilsinler.