Seda Balcı: Müzik İçinde Yuvarlanıp Giden Kadın
Fotoğrafta Seda Balcı bir yandan klavye çalıyor bir yandan şarkı söylüyor.
Seda Balcı, oldukça mütevazı, genç ve yetenekli bir müzisyen. Kendisi Keep Rollin’in kurucusu. Seda'nın müzikle hikayesi çocukken başlıyor, şu an ders veriyor, beste yapıyor, Cinatı’nda sahneye çıkıyor. Onun önü, arkası, sağı, solu müzik. Kendisini Instagram ve Soundcloud'dan; grubu Keep Rollin'i ise buradan takip edebilirsiniz.
Müzik ile hikayen nasıl başladı?
Dedem müzisyendi, anaokuluna giderken bana piyano çalmayı ve notaları öğretti. Evde kuzenime ve bana ders veriyordu. Daha sonra beni konservatuara gönderdiler. Böylece ciddi ciddi piyano eğitimime başladım.
Piyanistlik, öğretmenlik, grup çalışmaları, farklı gruplarda vokal ve klavye deneyimi… Tüm bunları birleştirdiğinde kafandaki müzik dünyası nasıl?
Onların her birini ayrı dünyalar olarak düşünüyorum. Özellikle öğretmenlik ve sahne çok ayrı. Çok yönlü bir biçimde ilerlemeyi seviyorum. Öğretmen olarak da kendimi sürekli geliştirmeye çabalıyorum. Seneler içinde ikisine de bakış açım çok değişti. Başta sadece klasik müzik eğitimi alıyordum ama o sıralar caz müzik dinlemeye başlamıştım. Klasik müzik eğitimi tekniğimi ve teorik bilgimi geliştirse de caz çalma konusunda cesaretim yoktu, yapamayacağımı düşünüyordum. Çocukluğumdan beri doğaçlama ve beste yapıyordum, en sevdiğim şeydi. Konservatuvar bittikten sonra caz çalışmalarına ağırlık verdim ve bu durum beni kendi sesimi bulma arayışına itti. Şu anda kendi bestelerim üzerinde çalışıyorum ve kafamdaki müzik dünyasını yakında hep beraber göreceğiz.
Öğretmenlik yapmanın kendi müziğine bir etkisi oldu mu?
Kendi müziğime değil ama insanlarla olan iletişimime etkisi oldu. Çocuklara karşı çok sabırlı olduğumu fark ettim, onlara asla kızmıyorum. Kızarsam zaten anında geri tepiyor. Aslında bazı yetişkinlerle de çocuklarla konuştuğum gibi konuşmanın işe yaradığını gördüm. Onun dışında çocuklarla çalışmak bana sadece mutluluk olarak geri dönüyor. Çocuklarla blues müzik yapmaya başladık ve çok hoşlarına gitti.
Konservatuarda klasik müzik eğitiminin ardından caz piyano üzerine yüksek lisans yaptın. Caz müziği seçmende neler etkili oldu? Bu süreçteki çalışmaların müziğini nasıl etkiledi?
Kendini ifade edebilme ve müzikte özgür olma düşüncesi beni etkiledi. Klasik müzik biraz daha katı bir disiplin, bana çok güzel bir teknik ve anlayış kazandırdı ama içimde daha çok caz müziğe yakın sound'lar duyuyorum.
Keep Rollin’i oluştururken aklında nasıl bir müzik yapmak vardı?
Keep Rollin’le ilk başta daha caz ve soul tarzlarına yakın bir müzik yapıyorduk. Şimdi R&B, Funk ağırlıklı bir müzik yapıyoruz. Parça seçimlerine beraber karar veriyoruz. Ancak grupta ağırlıklı olarak ben şarkı söylediğim için benim sesime uygun parçalar oluyor.
Tamamen kendi istediğin parçaları mı seslendiriyorsun yoksa seyirci için de müzikler seçiyor musun?
Seyircinin etkisi oluyor. Çoğu zaman kendi sevdiğimiz şarkıları çalmaya çalışıyoruz çünkü biz severek çaldığımızda seyirci de her şekilde eğleniyor. O enerjiyi verebileceğimiz parçaları seçmeye çalışıyoruz. Şu anda insanlar sıkılmasın diye koyduğumuz sadece iki-üç şarkı var.
"Bence herkes müzik yapmalı!"
Sen ailesi tarafından desteklenen sanatçılardansın. Bir de ilgisi, yeteneği olduğu halde aile baskısıyla engellenen genç insanlar var. Onlara söylemek istediğin bir şey var mı?
İnsan bazen kendisinin nerede olduğunu bilemiyor. Müzik çok uzun, her zaman kendini geliştirebileceğin bir yol. Kişiler müzikle olan ilişkilerine bakıp “Evet ben çalmaktan çok zevk alıyorum.” diyorlarsa, en azından kendilerine inanıyorlarsa devam etmeliler. Ayrıca amatör olmak da kötü değil. Müzik psikolojiye çok iyi gelen bir şey; meditasyon gibi… Bence herkes müzik yapmalı.
Kendi bestelerini ne zaman dinleyiciyle buluşturmayı planlıyorsun?
Şu an yeni yeni sahnede çalmaya başladık aslında. Bu yıl da kayıtlara başlayacağız, minik bir albüm yapacağız.
5 yıldır İzmir’de yaşıyorsun, İzmir’in ve birlikte çalıştığın müzisyenlerin müziğine nasıl bir etkisi oldu? Şu anda aktif olarak yer aldığın veya üzerinde çalıştığın projelerden bahseder misin?
Burada çok güzel insanlarla tanıştım. Yeni şeyler öğrendim. Şu an grubumdaki gitarist ve ses mühendisi arkadaşım bana çok şey kattı. Birlikte elektronik müzik yapma denemelerimiz oldu, devamı da gelecek. İşin teknolojik yönüyle ilgili gelişmemde bana çok destek oldular. Ben sadece analog piyano çalışmaya alışık bir insandım. Şu anda klavye kullanıyorum ve onunla neler yapılabileceğini öğreniyorum. Ayrıca grup arkadaşlarım Jesse Selengut, Jullianne Ostrosky, Jeffrey Hibert ile çalışmak müzik kültürümü geliştirdi. Müziğe bakış açımı zenginleştirdiler.
Projelerinden bahseder misin?
Keep Rollin ile Afrika’ya gideceğiz. Bizi şubat ayında konsere davet ettiler. Müzik gitgide daha keyifli bir hale gelmeye başladı. Trompette Jesse Selengut var. Kendisi New York’tan, cazın göbeğinden gelen bir müzisyen. Ondan çok şey öğrendim; solistlik, sahnedeki duruş hatta sahnede nasıl konuşulur... Yaptığımız besteleri kaydedeceğiz. Bir yandan kendimi ve müziğimi keşfetme çabalarım devam ediyor. Mesela bir gün sadece solo piyano çaldığım bir albümüm olsun istiyorum, buna dair besteler de yapıyorum.