Özgün Tasarımlarla Dolu Bir Yer: Tutu Design
Tutu Design, 2016 yılında Tuna Şirin tarafından kuruldu. Alsancak Sevgi Yolu'nun girişinde sağ tarafta bulunan 34 h kabininde kendisini ve tasarımlarını bulabilirsiniz. Burada abanoz ağacından, zeytin çekirdeğinden, bakırdan yapılma özgün etnik tasarımlar, yoga kolyeleri, rengarenk saç ipleri ve daha fazlası mevcut. Ayrıca saçlarınıza rasta yaptırmak isterseniz yine kendisine müracaat edebilirsiniz. Tuna Şirin, bir süre başkalarının yanında çalıştıktan sonra standart beyaz yakalı hayatının kendisine göre olmadığını fark ediyor ve tasarıma yöneliyor. Sonucunda da ortaya pek güzel takılar çıkıyor. Kendisiyle tasarıma nasıl başladığını, İzmir'de ilgi çeken tasarımları, kendisinin yapmaktan hoşlandığı takıları konuştuk. Keyifli okumalar.
Kendinden bahseder misin?
İstanbul’da doğdum, motorla gezmeyi seviyorum. Kamp yapmaktan hoşlanıyorum. Şirketlerde beyaz yakalı olarak çalışmayı sevmediğim için bu tip serbest işlerde çalışmayı tercih ediyorum. Tuna bu kadar işte standart bir adam.
Tasarım işlerine ne zaman başladın?
2016 yılında başladım. O zamanlar yaptığım işten sıkıldım, takı yapmaya karar verdim. İlk başta düğüm atmayı bile beceremiyordum. Ardından ufak ufak bakırla uğraşmaya başladım. Bakıra şekil vermeye, ondan yüzükler, kolyeler yapmaya başladım. Ardından uzun yoga kolyeleri yaptım. Saç ipine başladım. Elin bir şeyler yapmaya alıştıkça farklı şeyler de yapabiliyorsun.
Esinlendiğin tasarımcılar var mı?
Yurt dışında yaşayan takip ettiğim insanlar var. Onların tasarlamalarını Türk kültürüne uyarlamaya çalışıyorum. Oradaki her materyal burada yok. Türkiye’de en çok nazar boncuğu ilgi görüyor mesela. Çizginin dışında işler yapmaktan hoşlanıyorum. Amaç sadece para kazanmak değil, insanlar tasarımlarımı taktıklarında gerçekten çok hoşuma gidiyor. Hem mutlu oluyorum hem para kazanıyorum. Sabahın sekizinde bir işe gidip akşam beşte çıktığım bir hayatım yok en azından. “İşini yaptın mı? Yaptıysan düzgün yaptın mı?” diye hesap soran bir patron yok başımda. Düzgün yaptığın işlere rağmen azarlandığın bir sistemin içinde yer almıyorum.
Yapmaktan en çok hoşlandığın takılar neler?
Genelde bakırdan hoşlanıyorum. Bakırın bir tarihi var, insanların vücutlarındaki ağrıları, sızıları alan bir materyal. Eski kadınlar köylerde daha çok bakır takarlardı. Bakırın üzerinde her şey güzel duruyor, her şeyi canlandırıyor.
İzmir’de en çok hangi tasarımlar ilgi çekiyor?
Benim bulunduğum bölgede Sevgi Yolu’nda genelde öğrenciler var. Onlar benim tasarımlarıma biraz yabancılar, ne olduğunu anlamayıp yanıma gelip soruyorlar. Genelde yoga kolyesi ilgi çekiyor. Abanoz ağacından, zeytin çekirdeğinden yapılan tasarımlar dikkat çekiyor. Etnik tasarımlar yerine daha göz alıcı, değerli taşlar kullanılıyor İzmir’de.
Pek çok müzik festivaline katıldın dünyada. Bunlar sana ilham verdi mi?
İsrail’de, Macaristan’da, İran’da, Tayland’ta, Hollanda’da, Prag’ta ve Türkiye’de pek çok müzik festivaline katıldım. Saykodelik festivallerde daha özgün tasarımlar yer alıyor. Oradaki tasarımcılar hem tasarımlarını satıyorlar hem de gezerek yaşıyorlar. Geri dönüşümlü işler yapıyorlar, bunlar ilham kaynağı oluyor. Bu sene İstanbul’da gerçekleşecek Neon Festivali’nde stant açmayı düşünüyorum.